horizontal
İngilizce Anlamı:
- Yatay, ufki.
- Yatay düzlemde olan.
- Yatay olarak hareket eden.
- Yatay olarak yerleştirilmiş.
- Yatay olarak uzanan.
- Yatay olarak yönlendirilmiş.
- Yatay olarak hizalanmış.
- Yatay olarak düzenlenmiş.
- Yatay olarak bölünmüş.
- Yatay olarak kesilmiş.
Türkçe Anlamı:
- Yatay, ufki.
- Yatay düzlemde olan.
- Yatay olarak hareket eden.
- Yatay olarak yerleştirilmiş.
- Yatay olarak uzanan.
- Yatay olarak yönlendirilmiş.
- Yatay olarak hizalanmış.
- Yatay olarak düzenlenmiş.
- Yatay olarak bölünmüş.
- Yatay olarak kesilmiş.
Örnekler:
- The horizontal line is parallel to the ground. (Yatay çizgi yere paraleldir.)
- The horizontal plane is perpendicular to the vertical plane. (Yatay düzlem, düşey düzleme diktir.)
- The horizontal movement of the object is caused by the force of gravity. (Nesnenin yatay hareketi, yerçekimi kuvveti tarafından yapılır.)
- The horizontal bar is used for chin-ups and pull-ups. (Yatay bar, çene çekme ve barfiks için kullanılır.)
- The horizontal stripes on the flag represent the different regions of the country. (Bayrağın üzerindeki yatay çizgiler, ülkenin farklı bölgelerini temsil eder.)
- The horizontal branches of the tree provide shade for the animals below. (Ağacın yatay dalları, altındaki hayvanlara gölge sağlar.)
- The horizontal lines on the graph show the changes in temperature over time. (Grafikteki yatay çizgiler, zaman içindeki sıcaklık değişimlerini gösterir.)
- The horizontal layout of the room makes it feel spacious. (Odanın yatay düzeni, onu ferah hissettirir.)
- The horizontal division of the space creates two separate areas. (Mekanın yatay bölünmesi, iki ayrı alan oluşturur.)
- The horizontal cut of the wood reveals the beautiful grain. (Ahşabın yatay kesimi, güzel damarları ortaya çıkarır.)
horizontal ifadesinin kullanıldığı diğer örnekler:
- horizontal axis (yatay eksen)
- horizontal angle (yatay açı)
- horizontal component (yatay bileşen)
- horizontal displacement (yatay yer değiştirme)
- horizontal force (yatay kuvvet)
- horizontal line (yatay çizgi)
- horizontal motion (yatay hareket)
- horizontal plane (yatay düzlem)
- horizontal position (yatay konum)
- horizontal projection (yatay projeksiyon)
- horizontal section (yatay kesit)
- horizontal shaft (yatay şaft)
- horizontal surface (yatay yüzey)
- horizontal translation (yatay öteleme)
- horizontal velocity (yatay hız)