hümanist yaklaşım nedir

Hümanist Yaklaşım

Hümanist yaklaşım, insan doğasının temelde iyi olduğuna ve insanların olumlu bir ortamda büyüdüklerinde ve desteklendiklerinde potansiyellerini gerçekleştirebileceklerine inanan bir psikoloji okuludur. Hümanist psikologlar, insanların özgür iradeye sahip olduğuna ve hayatlarını kontrol etme gücüne sahip olduğuna inanırlar. Ayrıca, insanların anlamlı ilişkiler kurma ve topluluğa katkıda bulunma ihtiyacı olduğuna inanırlar.

Hümanist yaklaşım, 20. yüzyılın ortalarında Abraham Maslow, Carl Rogers ve Rollo May gibi psikologlar tarafından geliştirildi. Bu psikologlar, davranışçılık ve psikanaliz gibi diğer psikoloji okullarının insan doğasına ilişkin görüşlerinin çok dar ve sınırlı olduğuna inanıyorlardı. Hümanist psikologlar, insanların sadece dürtüler veya geçmiş deneyimler tarafından yönlendirilmediğini, aynı zamanda özgür iradeye sahip olduğunu ve hayatlarını kontrol etme gücüne sahip olduğunu savunuyorlardı.

Hümanist yaklaşımın temel ilkeleri şunlardır:

  • İnsan doğası temelde iyidir.
  • İnsanlar olumlu bir ortamda büyüdüklerinde ve desteklendiklerinde potansiyellerini gerçekleştirebilirler.
  • İnsanlar özgür iradeye sahiptir ve hayatlarını kontrol etme gücüne sahiptir.
  • İnsanlar anlamlı ilişkiler kurma ve topluluğa katkıda bulunma ihtiyacı duyarlar.
  • İnsanlar sürekli olarak değişir ve gelişirler.

Hümanist yaklaşım, birçok farklı alanda kullanılmaktadır. Bunlar arasında şunlar yer almaktadır:

  • Klinik psikoloji
  • Eğitim
  • İşletme
  • Sosyal hizmet
  • Halk sağlığı

Hümanist yaklaşım, insan doğasına ilişkin olumlu ve umutlu bir görüş sunmaktadır. Bu yaklaşım, insanların potansiyellerini gerçekleştirmelerine ve daha iyi bir hayat sürmelerine yardımcı olabilir.

Hümanist Yaklaşımın Tarihi

Hümanist yaklaşım, 20. yüzyılın ortalarında Abraham Maslow, Carl Rogers ve Rollo May gibi psikologlar tarafından geliştirildi. Bu psikologlar, davranışçılık ve psikanaliz gibi diğer psikoloji okullarının insan doğasına ilişkin görüşlerinin çok dar ve sınırlı olduğuna inanıyorlardı. Hümanist psikologlar, insanların sadece dürtüler veya geçmiş deneyimler tarafından yönlendirilmediğini, aynı zamanda özgür iradeye sahip olduğunu ve hayatlarını kontrol etme gücüne sahip olduğunu savunuyorlardı.

Hümanist yaklaşımın öncüllerinden biri olan Abraham Maslow, insanların ihtiyaçlarını bir hiyerarşi şeklinde düzenlemiştir. Maslow’a göre, insanların en temel ihtiyaçları fizyolojik ihtiyaçlardır (yeme, içme, uyuma vb.). Bu ihtiyaçlar karşılandıktan sonra, insanlar güvenlik ihtiyaçları (barınma, sağlık, istikrar vb.) duymaya başlarlar. Güvenlik ihtiyaçları karşılandıktan sonra, insanlar sosyal ihtiyaçlar (sevgi, ait olma, kabul edilme vb.) duymaya başlarlar. Sosyal ihtiyaçlar karşılandıktan sonra, insanlar saygınlık ihtiyaçları (başarı, takdir, prestij vb.) duymaya başlarlar. En üst düzeydeki ihtiyaç ise kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Maslow’a göre, insanlar ancak en temel ihtiyaçları karşılandıktan sonra kendini gerçekleştirme ihtiyacını duymaya başlarlar.

Hümanist yaklaşımın bir diğer öncüsü olan Carl Rogers, insanların doğuştan iyi olduğuna ve olumlu bir ortamda büyüdüklerinde potansiyellerini gerçekleştirebileceklerine inanıyordu. Rogers, insanların özgür iradeye sahip olduğunu ve hayatlarını kontrol etme gücüne sahip olduğunu savunuyordu. Rogers ayrıca, insanların anlamlı ilişkiler kurma ve topluluğa katkıda bulunma ihtiyacı olduğuna inanıyordu.

Hümanist yaklaşımın bir diğer öncüsü olan Rollo May, insanların varoluşsal kaygılar yaşadığını savunuyordu. May’a göre, insanlar ölüm, özgürlük, yalnızlık ve anlamsızlık gibi konularda kaygı duyarlar. Bu kaygılar, insanların hayatlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Ancak, May’a göre, insanlar bu kaygılarla başa çıkmayı öğrenebilirler ve daha iyi bir hayat sürebilirler.

Hümanist Yaklaşımın Temel İlkeleri

Hümanist yaklaşımın temel ilkeleri şunlardır:

  • İnsan doğası temelde iyidir.
  • İnsanlar olumlu bir ortamda büyüdüklerinde ve desteklendiklerinde potansiyellerini gerçekleştirebilirler.
  • İnsanlar özgür iradeye sahiptir ve hayatlarını kontrol etme gücüne sahiptir.
  • İnsanlar anlamlı ilişkiler kurma ve topluluğa katkıda bulunma ihtiyacı duyarlar.
  • İnsanlar sürekli olarak değişir ve gelişirler.

Hümanist Yaklaşımın Kullanım Alanları

Hümanist yaklaşım, birçok farklı alanda kullanılmaktadır. Bunlar arasında şunlar yer almaktadır:

  • Klinik psikoloji
  • Eğitim
  • İşletme
  • Sosyal hizmet
  • Halk sağlığı

Hümanist yaklaşım, insan doğasına ilişkin olumlu ve umutlu bir görüş sunmaktadır. Bu yaklaşım, insanların potansiyellerini gerçekleştirmelerine ve daha iyi bir hayat sürmelerine yardımcı olabilir.


Yayımlandı

kategorisi