ibaret sözlük anlamı cümle

İngilizce-Türkç İfadeler ve Anlamları

İfadeler, belirli bir bağlamda kullanılan ve tek başınaki kelimelerin toplamından farklı bir anlam ifade eden söz öbekleridir. Bu söz öbeğindeki kelimeler, tek başına alındıklarında aynı anlama gelmeyebilir.

İngilizce ve Türkçe dillerinde, günlük yaşamda sıklıkla kullanılan birçok ifade vardır. Bu if adeleri anlamamak, iletişimde yanlış anlamalara yol açar. Bu nedenle, bu if adeleri ve anlamalarını bilmek, hem yazılı hem de sözl ü iletişimde etkin bir şekilde anlaşılmak için önemlidir.

İngilizce-Türkç İfadeler ve Anlamları

İngilizce | Türkç | Anlamı
—|—|—
A blessing in disguise | Görünürde bir felaket, ama aslında bir fırsat |
Beat around the bus | Dolaylı yoldan bir şey söylemek |
Bite the dust | Önemli bir başar ıya uğramak |
Call a spade a spade | Bir şeyi olduğu g ibi açıkça söylemek |
Catch-22 | Ne kadar uğraş ırsan, durumun d aha kötüye gittiğ i bir ikilem |
Cost an arm and a leg | Çok para tutmak |
Cross your finger | İyi şans dilemek |
Don’t look a gift horse in the mouth | Bir hediy eye eleştirel bakmamak |
Drop the ball | Bir işi berbat etm ek |
Get a head start | Bir işe erkenden b aşlama k |
Get off the ground | Bir işi b aşlatmak |
Get your feet wet | Bir işe yeni b aşl amak |
Hang in there | Dayanmak |
Have a lot on your plate | Çok işi n olm ak |
Have your heart set on something | Bir şeyi gerçekten istemek |
I’m all over the place | Dağınık durumdayım |
It’s all Greek to me | Anlamıyorum |
It’s not my cup of tea | İlgi alanıma girmiyor |
It’s on the house | Ücret alınmayacak |
It’s rain ing cat s and dogs | Çok şiddetli yağıyor |
It’s the cat’s meow | En iyisi |
It’s time to face the music | Gerçeklerle yüzleşm ek vakti geldi |
Jump the gun | Zamandan önce bir şey yapmak |
Keep your finger s crosse d | İyi şans dilemek |
Let the cat out of the bag | Bir sırrı ifşa etm ek |
Live and learn | Hatalarından d er s almak |
Make a mountain out of a molehi ll | Bir şeyi olduğ undan büyük g östermek |
Miss the boat | Bir fırsatı g örememek |
On cloud nine | Çok mutlu |
Once in a blue moon | Nadiren |
Pull yourself up by your bootstraps | Kendi çabalarınla ayağa k alkm ak |
Put your foot in your mouth | Ağzından saçm a bir şey söylemek |
Rainy day | Zor günler |
See red | Çok sinirlenmek |
Set the record straight | Bir yanlış anlamay ı düzeltmek |
Spill the bea n s | Bir sırrı söylemek |
Take a rain check | Bir teklifi ertelemek |
The ball is roll ing | İşler yolunda |
The cat’s away, the m ouse plays | Gözetim olmadığı zaman, insanlar rahatlar |
The early bird catches the worm | Erken kalkan, yol alır |
The grass is always greener on the other side | Başkalarındaki her zaman d aha iyidir |
The proof is in the pudding | Bir şeyin doğruluğunu kanıtlam ak |
The writing is on the wall | Sonuç belli |
Time flies | Zaman çabuk geçiyor |
Two wrongs don’t make a right | Bir kötülük, bir kötülüğü doğurur |
Up in the air | Belirsi z |
You can’t make an omelet without brea king eggs | Bir işi b aşarmak için risk almak gerekir |
You can’t win them all | Her seferinde kazanamazsın |


Yayımlandı

kategorisi