inferior
İngilizce Anlamı:
- (bir şeyden) daha düşük veya daha az önemli olan; daha düşük kaliteli veya değerli olan; daha az iyi olan.
- (birine veya bir şeye) göre daha düşük rütbeli veya statüde olan; daha az önemli veya etkili olan.
- (bir şeyin) daha düşük bir kısmı veya parçası olan; daha az önemli veya değerli olan.
- (bir şeyin) daha düşük bir seviyesi veya derecesi olan; daha az önemli veya etkili olan.
- (bir şeyin) daha düşük bir konumu veya durumu olan; daha az önemli veya etkili olan.
- (bir şeyin) daha düşük bir değeri veya fiyatı olan; daha az önemli veya etkili olan.
- (bir şeyin) daha düşük bir kalitesi veya standardı olan; daha az önemli veya etkili olan.
- (bir şeyin) daha düşük bir performansı veya sonucu olan; daha az önemli veya etkili olan.
- (bir şeyin) daha düşük bir seviyesi veya derecesi olan; daha az önemli veya etkili olan.
- (bir şeyin) daha düşük bir konumu veya durumu olan; daha az önemli veya etkili olan.
Türkçe Anlamı:
- aşağı, alt
- aşağılık, düşük
- aşağılık duygusu
- aşağılık kompleksi
- aşağılık duygusu
- aşağılık duygusu
- aşağılık duygusu
- aşağılık duygusu
- aşağılık duygusu
- aşağılık duygusu
Örnekler:
- The inferior product was sold at a lower price. (Aşağılık ürün daha düşük bir fiyata satıldı.)
- The inferior team lost the game. (Aşağılık takım oyunu kaybetti.)
- The inferior student failed the exam. (Aşağılık öğrenci sınavda başarısız oldu.)
- The inferior employee was fired. (Aşağılık çalışan kovuldu.)
- The inferior product was recalled by the manufacturer. (Aşağılık ürün üretici tarafından geri çağrıldı.)
- The inferior service was complained about by the customer. (Aşağılık hizmet müşteri tarafından şikayet edildi.)
- The inferior quality of the product was disappointing. (Ürünün aşağılık kalitesi hayal kırıklığı yarattı.)
- The inferior performance of the employee was unacceptable. (Çalışanın aşağılık performansı kabul edilemezdi.)
- The inferior result of the experiment was unexpected. (Deneyin aşağılık sonucu beklenmedik bir durumdu.)
- The inferior position of the company in the market was a concern. (Şirketin pazardaki aşağılık konumu bir endişeydi.)
İlgili Kelimeler:
- inferior quality (aşağılık kalite)
- inferior product (aşağılık ürün)
- inferior service (aşağılık hizmet)
- inferior performance (aşağılık performans)
- inferior result (aşağılık sonuç)
- inferior position (aşağılık konum)
- inferior status (aşağılık statü)
- inferior rank (aşağılık rütbe)
- inferior grade (aşağılık derece)
- inferior level (aşağılık seviye)