ingilizce koltuk ne demek

İngilizce Koltuk: Sofa

Anlamı:

  • Birkaç kişinin oturabileceği, genellikle döşemeli ve sırt dayanaklı mobilya parçası.
  • Bir odanın veya salonun ortasına yerleştirilen ve genellikle bir kanepe ve iki koltuk takımından oluşan mobilya takımı.
  • Bir tiyatro, sinema veya stadyumda seyircilerin oturduğu koltuk sırası.

Örnekler:

  • The sofa was comfortable and inviting. (Kanepe rahat ve davetkardı.)
  • The living room had a sofa, two armchairs, and a coffee table. (Oturma odasında bir kanepe, iki koltuk ve bir sehpa vardı.)
  • The theater had a large auditorium with rows of plush sofas. (Tiyatronun büyük bir salonu ve sıralar halinde dizilmiş kadife kanepeleri vardı.)

Türkçe Çeviri:

  • Kanepe
  • Koltuk takımı
  • Divan

Örnekler:

  • Kanepe rahat ve davetkardı.
  • Oturma odasında bir kanepe, iki koltuk ve bir sehpa vardı.
  • Tiyatronun büyük bir salonu ve sıralar halinde dizilmiş kadife kanepeleri vardı.

İngilizce Koltuk: Armchair

Anlamı:

  • Tek kişilik, genellikle döşemeli ve sırt dayanaklı mobilya parçası.
  • Bir odanın veya salonun köşesine yerleştirilen ve genellikle bir kanepe ve iki koltuk takımından oluşan mobilya takımı.
  • Bir tiyatro, sinema veya stadyumda seyircilerin oturduğu koltuk sırası.

Örnekler:

  • The armchair was comfortable and relaxing. (Koltuk rahat ve dinlendiriciydi.)
  • The living room had a sofa, two armchairs, and a coffee table. (Oturma odasında bir kanepe, iki koltuk ve bir sehpa vardı.)
  • The theater had a large auditorium with rows of plush armchairs. (Tiyatronun büyük bir salonu ve sıralar halinde dizilmiş kadife koltukları vardı.)

Türkçe Çeviri:

  • Koltuk
  • Berjer

Örnekler:

  • Koltuk rahat ve dinlendiriciydi.
  • Oturma odasında bir kanepe, iki koltuk ve bir sehpa vardı.
  • Tiyatronun büyük bir salonu ve sıralar halinde dizilmiş kadife koltukları vardı.

İngilizce Koltuk: Chaise Lounge

Anlamı:

  • Uzun, dar ve genellikle döşemeli bir mobilya parçası.
  • Bir odanın veya salonun ortasına yerleştirilen ve genellikle bir kanepe ve iki koltuk takımından oluşan mobilya takımı.
  • Bir tiyatro, sinema veya stadyumda seyircilerin oturduğu koltuk sırası.

Örnekler:

  • The chaise lounge was perfect for relaxing in the sun. (Şezlong, güneşte dinlenmek için mükemmeldi.)
  • The living room had a sofa, two armchairs, and a chaise lounge. (Oturma odasında bir kanepe, iki koltuk ve bir şezlong vardı.)
  • The theater had a large auditorium with rows of plush chaise lounges. (Tiyatronun büyük bir salonu ve sıralar halinde dizilmiş kadife şezlongları vardı.)

Türkçe Çeviri:

  • Şezlong
  • Divan

Örnekler:

  • Şezlong, güneşte dinlenmek için mükemmeldi.
  • Oturma odasında bir kanepe, iki koltuk ve bir şezlong vardı.
  • Tiyatronun büyük bir salonu ve sıralar halinde dizilmiş kadife şezlongları vardı.

Yayımlandı

kategorisi