Intensive: Yoğun, Kapsamlı, Ayrıntılı
İngilizce Anlamı:
- (sıfat) Çok fazla çaba, enerji veya kaynak gerektiren.
- (sıfat) Kısa bir süre içinde çok fazla bilgi veya deneyim sağlayan.
- (sıfat) Çok ayrıntılı veya kapsamlı.
- (sıfat) Çok yoğun veya güçlü.
- (sıfat) Çok fazla ilgi veya dikkat gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla emek veya çaba gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla zaman veya kaynak gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla dikkat veya konsantrasyon gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla bilgi veya deneyim gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla beceri veya yetenek gerektiren.
Türkçe Anlamı:
- (sıfat) Çok fazla çaba, enerji veya kaynak gerektiren.
- (sıfat) Kısa bir süre içinde çok fazla bilgi veya deneyim sağlayan.
- (sıfat) Çok ayrıntılı veya kapsamlı.
- (sıfat) Çok yoğun veya güçlü.
- (sıfat) Çok fazla ilgi veya dikkat gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla emek veya çaba gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla zaman veya kaynak gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla dikkat veya konsantrasyon gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla bilgi veya deneyim gerektiren.
- (sıfat) Çok fazla beceri veya yetenek gerektiren.
Örnekler:
- The intensive care unit is for patients who need constant medical attention. (Yoğun bakım ünitesi, sürekli tıbbi bakıma ihtiyaç duyan hastalar içindir.)
- The intensive language course will help you learn the language quickly. (Yoğun dil kursu, dili hızlı bir şekilde öğrenmenize yardımcı olacaktır.)
- The intensive research project will take several years to complete. (Yoğun araştırma projesinin tamamlanması birkaç yıl sürecek.)
- The intensive training program will prepare you for the job. (Yoğun eğitim programı sizi işe hazırlayacaktır.)
- The intensive marketing campaign will help increase sales. (Yoğun pazarlama kampanyası satışların artmasına yardımcı olacaktır.)
Intensive: Yoğun, Kapsamlı, Ayrıntılı
İngilizce Anlamı:
- (zarf) Çok fazla çaba, enerji veya kaynak kullanarak.
- (zarf) Kısa bir süre içinde çok fazla bilgi veya deneyim edinerek.
- (zarf) Çok ayrıntılı veya kapsamlı bir şekilde.
- (zarf) Çok yoğun veya güçlü bir şekilde.
- (zarf) Çok fazla ilgi veya dikkat göstererek.
- (zarf) Çok fazla emek veya çaba göstererek.
- (zarf) Çok fazla zaman veya kaynak kullanarak.
- (zarf) Çok fazla dikkat veya konsantrasyon göstererek.
- (zarf) Çok fazla bilgi veya deneyim edinerek.
- (zarf) Çok fazla beceri veya yetenek kullanarak.
Türkçe Anlamı:
- (zarf) Çok fazla çaba, enerji veya kaynak kullanarak.
- (zarf) Kısa bir süre içinde çok fazla bilgi veya deneyim edinerek.
- (zarf) Çok ayrıntılı veya kapsamlı bir şekilde.
- (zarf) Çok yoğun veya güçlü bir şekilde.
- (zarf) Çok fazla ilgi veya dikkat göstererek.
- (zarf) Çok fazla emek veya çaba göstererek.
- (zarf) Çok fazla zaman veya kaynak kullanarak.
- (zarf) Çok fazla dikkat veya konsantrasyon göstererek.
- (zarf) Çok fazla bilgi veya deneyim edinerek.
- (zarf) Çok fazla beceri veya yetenek kullanarak.
Örnekler:
- The students studied intensively for the exam. (Öğrenciler sınav için yoğun bir şekilde çalıştılar.)
- The company is investing intensively in research and development. (Şirket, araştırma ve geliştirmeye yoğun bir şekilde yatırım yapıyor.)
- The government is working intensively to reduce poverty. (Hükümet, yoksulluğu azaltmak için yoğun bir şekilde çalışıyor.)
- The athlete trained intensively for the competition. (Sporcu, yarışma için yoğun bir şekilde antrenman yaptı.)
- The artist worked intensively on the painting. (Sanatçı, resim üzerinde yoğun bir şekilde çalıştı.)