intimate ne demek

İntimate (sıfat)

Anlamı:

  1. Yakın, samimi, içten.
  2. Gizli, özel, mahrem.
  3. Kişisel, özel.
  4. Cinsel açıdan yakın.

Örnekler:

  • An intimate friend (Yakın bir arkadaş)
  • An intimate relationship (Samimi bir ilişki)
  • An intimate secret (Gizli bir sır)
  • An intimate moment (Özel bir an)
  • An intimate dinner (Özel bir akşam yemeği)
  • An intimate kiss (Cinsel açıdan yakın bir öpücük)

İntimate (fiil)

Anlamı:

  1. Yakınlaşmak, samimi olmak.
  2. Gizli tutmak, özel tutmak.
  3. Kişisel olarak paylaşmak.
  4. Cinsel açıdan yakınlaşmak.

Örnekler:

  • To intimate with someone (Birisiyle yakınlaşmak)
  • To intimate a secret (Bir sırrı gizli tutmak)
  • To intimate a personal experience (Kişisel bir deneyimi paylaşmak)
  • To intimate with someone sexually (Birisiyle cinsel açıdan yakınlaşmak)

İntimate (isim)

Anlamı:

  1. Yakın arkadaş, sırdaş.
  2. Gizli bilgi, sır.
  3. Kişisel deneyim.
  4. Cinsel ilişki.

Örnekler:

  • My intimate (Yakın arkadaşım)
  • An intimate secret (Gizli bir sır)
  • An intimate experience (Kişisel bir deneyim)
  • An intimate encounter (Cinsel bir ilişki)

İntimate (zarf)

Anlamı:

  1. Yakından, samimi bir şekilde.
  2. Gizlice, özel olarak.
  3. Kişisel olarak.
  4. Cinsel açıdan yakın bir şekilde.

Örnekler:

  • To know someone intimate (Birisini yakından tanımak)
  • To talk intimate with someone (Birisiyle samimi bir şekilde konuşmak)
  • To keep something intimate (Bir şeyi gizli tutmak)
  • To share something intimate with someone (Bir şeyi birisiyle kişisel olarak paylaşmak)
  • To touch someone intimate (Birisine cinsel açıdan yakın bir şekilde dokunmak)

İntimate (edat)

Anlamı:

  1. İle, ile birlikte.
  2. İçin, uğruna.
  3. Üzerine, hakkında.

Örnekler:

  • To be intimate with someone (Birisiyle yakın olmak)
  • To be intimate for someone (Birisi için yakın olmak)
  • To be intimate about something (Bir şey hakkında yakın olmak)

Yayımlandı

kategorisi