jag
İngilizce Anlamı:
- A sharp point or projection.
- A tooth or claw.
- A sharp, pointed instrument, such as a knife or dagger.
- A feeling of sharp pain.
- A sudden, sharp movement.
Türkçe Anlamı:
- Sivri uç veya çıkıntı.
- Diş veya pençe.
- Bıçak veya hançer gibi keskin, sivri uçlu bir alet.
- Keskin bir ağrı hissi.
- Ani, keskin bir hareket.
Örnek Cümleler:
- The cat’s claws were sharp and pointed. (Kedinin pençeleri keskin ve sivriydi.)
- He felt a sharp pain in his side. (Yan tarafında keskin bir ağrı hissetti.)
- The knife was so sharp that it cut through the paper like butter. (Bıçak o kadar keskindi ki kağıdı tereyağı gibi kesti.)
- The dog made a sudden, sharp movement and ran away. (Köpek ani, keskin bir hareket yaptı ve kaçtı.)
jagged
İngilizce Anlamı:
- Having a sharp point or projection.
- Having a rough or uneven surface.
- Not smooth or regular.
Türkçe Anlamı:
- Sivri uç veya çıkıntıya sahip olmak.
- Pürüzlü veya engebeli bir yüzeye sahip olmak.
- Düzgün veya düzenli olmamak.
Örnek Cümleler:
- The rocks were jagged and sharp. (Kayalar engebeli ve keskindi.)
- The road was jagged and bumpy. (Yol engebeli ve engebeliydi.)
- The line was jagged and irregular. (Çizgi engebeli ve düzensizdi.)
jaggy
İngilizce Anlamı:
- Having a sharp point or projection.
- Having a rough or uneven surface.
- Not smooth or regular.
Türkçe Anlamı:
- Sivri uç veya çıkıntıya sahip olmak.
- Pürüzlü veya engebeli bir yüzeye sahip olmak.
- Düzgün veya düzenli olmamak.
Örnek Cümleler:
- The teeth were jaggy and sharp. (Dişler engebeli ve keskindi.)
- The surface of the metal was jaggy and uneven. (Metal yüzeyi engebeli ve düzensizdi.)
- The edges of the paper were jaggy and torn. (Kağıdın kenarları engebeli ve yırtılmıştı.)