parlak: Parlayan, ışıldayan Örnek: Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu. H. E. Adıvar Temiz…Devamını Oku
lemariz: parlayan, parıldayan (fars.) - parlayan, parıldayan. - erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Parlayan, parıldayan. (Osmanlıca'da yazılışı: lem'a-riz)Devamını Oku
dürri: Parlak, parlayan, inci gibi parlayan.Devamını Oku
dürri: Parlak, parlayan, inci gibi parlayan.Devamını Oku
dürri: Parlak, parlayan, inci gibi parlayan.Devamını Oku
tabende: Parlayan ışık veren. parlayan, ışık vere Işık veren, parlayan.Devamını Oku
leyan: Parlayan, parlayıcı. parlayan, parlayıcı, konforlu, lüks hayat Huzur ve rahatta olan.Devamını Oku
shiner: Parlayan veya parlatan şey Çil para Argo morarmış göz Parlak ufak balık. Parlatıcı, parlayan şey, altın lira, morarmış göz, gümüşi…Devamını Oku
lami: Parıldayan, parlak, parıltı. parlayan, parıldayan parlak. - lamii: 1472-1532 yılları arasında yaşayan türk edebiyatında haklı bir ün kazanmış mutasavvıf ve…Devamını Oku
lamia: Parlayan, parıldayan, parlak. (bkz. lami) Parlak. Parlayan. Parıldayan. (Osmanlıca'da yazılışı: lâmia) ), (Yu.) (mit.) çocuk eti ve kanı ile beslenen…Devamını Oku