kestirip atmak sözlük anlamı nedir?

Sözlükte kestirip atmak kelimesinin manası:

  1. Ayrıntılı düşünmeden kesin yargıya varmak.
  2. Ayrıntılı düşünmeden kesin yargıya varmak: “Tartışmayı kestirip atmak bana hiçbir zaman kolay görünmemiştir.” -M. C. Anday.

kestirip atmak ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları

  • dogmatic: Dogmatik, kesin, iman ve itikada ait, kesin kurallarla ilgili Kestirip atan, tartışma kabul etmeyen Kesin Dogmatik, inaksal, inanç öğretilerinden çıkan;… Devamını Oku
  • ölçüt: Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke, kıstas, mısdak, kriter Bir yargıya varmak ya da değer biçmek için… Devamını Oku
  • kestirmek: Kesme işini yaptırmak. Akıl yolu ile gerçeğe yakın bir yargıya varmak, tahmin etmek Örnek: Ben bu kadar şeyi kestiremez miyim?… Devamını Oku
  • cezmen: Kestirip atmak suretiyle. Devamını Oku
  • usavurmak: Bir yargıya varmak için düşünceleri inceleme, karşılaştırma ve aralarındaki ilgiden yararlanma gibi zihin eylemlerinden geçirmek, mantık kuralları uyarınca düşünmek, uslamlamak,… Devamını Oku
  • sayıştay: Genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını T.B.M.M. adına denetleyen ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin… Devamını Oku
  • demek: Söylemek, söz söylemek Örnek: Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. B. Felek Ad vermek. Bir dilde karşılığı olmak. Herhangi bir ses… Devamını Oku
  • kesin yargı: Biçimsel ve nesnel olarak iki bölüme ayrılankesin yargı, yargıcın verdiği yargıya karşı hiç bir yasa yoluna başvurma olanağının kalmamış olması… Devamını Oku
  • hesaplaşmak: Birbirindeki alacakla vereceğin hesabını yapmak. Karşılıklı olarak kozlarını paylaşmak Örnek: Benimle mahkeme huzurunda hesaplaşacağını söyleyerek derhâl dışarı çıktı. R. N.… Devamını Oku
  • aldanmak: Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak Örnek: Hâline, tavrına bakan sana aldanır. Ö. Seyfettin Bir hileye, bir yalana kanmak.… Devamını Oku
  • briefing: Bir işe başlamadan evvel kesin ve ayrıntılı bilgi vermek için yapılan kısa toplantı. Avukat tutma, kısa toplantı, brifing Devamını Oku
  • wed: We had, we would. (-ded -ded veya wed -ding) nikah ile almak veya varmak: ile evlenmek bağlanmak Evlenmek, kocaya varmak,… Devamını Oku
  • kesinlikle: Kesin bir biçimde, kesin, kesin olarak, yüzde yüz, her hâlde, her hâlükârda, mutlaka, katiyen. Devamını Oku
  • destursuz atmak: Kolay yalan söyleyebilmek, palavra atmak. Devamını Oku
  • gave a comprehensive description: Ayrıntılı bir eşŸkal vermek, tam tasvir sağŸladı, eksiksiz açıklama yaptı, ayrıntılı tarif verdi Devamını Oku