tether: ), (f.) hayvanı bağlama ipi Bağlayıcı şey Sınır İple belirli bir yere bağlamak Bağlamak (hayvan)Devamını Oku
agglomerate: Toplamak, bir araya getirmek, yığmak Toplama Volkanik parçaların bir araya toplanması Bir araya getirmek, toplamak, yığmak, toplanmak, yığılmakDevamını Oku
band: Ses frekansı aralığı. F, takım, zümre Bando Dans müziği çalan orkestra Toplamak, bir kampb.'nde bir araya gelmek, birleşmek Bağlamak, bir…Devamını Oku
gather: Toplamak, bir araya getirmek Devşirmek Seçmek, biriktirmek Yığmak Kazanmak Anlamak, sonuç çıkarmak Büzmek, kırma yapmak Toplanmak, bir araya gelmek Artmak,…Devamını Oku
buluşturmak: Bir araya gelmelerini sağlamak, bir araya getirmek.Devamını Oku
çiftlemek: Çift duruma getirmek, ikilemek. Dişi ile erkeği bir araya getirmek.Devamını Oku
toplamak: Bir araya getirmek Örnek: Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak. O. S. Orhon Devşirmek. Devşirip kaldırmak. Dağınıklıktan kurtarmak. Bir araya…Devamını Oku
combine: Uzlaşma, birlik B.D., dili siyasi ve ticari çıkar sağlamak için bir araya gelen grup Biçerdöğer makinası. Birleştirmek, karıştırmak, bir araya…Devamını Oku
combine: Uzlaşma, birlik B.D., dili siyasi ve ticari çıkar sağlamak için bir araya gelen grup Biçerdöğer makinası. Birleştirmek, karıştırmak, bir araya…Devamını Oku
bağlama: Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz. Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb. Bağlamak işi.Devamını Oku
lash: Bağlamak Kamçı darbesi Kamçı ucu Küçük gören ve alaylı söz Vuruş, vurma, çarpma Kirpik. Kamçı ile vurmak, dövmek, kamçılamak Kınamak,…Devamını Oku
restrict: Kısltlamak, bağlamak, sınırlamak Elini bağlamak: tahdit etmek, hasretmek Sınırlamak, kısıtlamak, tahdit etmek, sınırlama getirmekDevamını Oku
congregate: Toplamak birleştirmek, bir araya getirmek Birleşmek, bir araya gelmek Toplantı ile ilgili, toplanmış. Toplamak, birleştirmek, toplanmak, birleşmekDevamını Oku