Long
Anlamı:
- Uzun
- Uzun süreli
- Uzak
- Çok
- Fazla
- Büyük
- Geniş
- Derin
- Yoğun
- Güçlü
Örnekler:
- A long road (Uzun bir yol)
- A long time (Uzun bir süre)
- A long way (Uzak bir mesafe)
- A long list (Uzun bir liste)
- A long story (Uzun bir hikaye)
- A long day (Uzun bir gün)
- A long night (Uzun bir gece)
- A long winter (Uzun bir kış)
- A long summer (Uzun bir yaz)
- A long life (Uzun bir hayat)
Türkçe’de “long” kelimesinin eş anlamlıları:
- Uzun
- Uzun süreli
- Uzak
- Çok
- Fazla
- Büyük
- Geniş
- Derin
- Yoğun
- Güçlü
İngilizce’de “long” kelimesinin eş anlamlıları:
- Long
- Lengthy
- Extended
- Prolonged
- Far
- Distant
- Remote
- Many
- Much
- Great
- Large
- Wide
- Deep
- Intense
- Strong
“Long” kelimesinin kullanımına ilişkin örnek cümleler:
- I have a long way to go. (Gitmem gereken uzun bir yol var.)
- I have been waiting for a long time. (Uzun zamandır bekliyorum.)
- I live in a long house. (Uzun bir evde yaşıyorum.)
- I have a long list of things to do. (Yapmam gereken uzun bir iş listem var.)
- I have a long story to tell you. (Size anlatacak uzun bir hikayem var.)
- I had a long day at work. (İşyerinde uzun bir gün geçirdim.)
- I had a long night last night. (Dün gece uzun bir gece geçirdim.)
- We had a long winter this year. (Bu yıl uzun bir kış geçirdik.)
- We had a long summer this year. (Bu yıl uzun bir yaz geçirdik.)
- I have had a long life. (Uzun bir hayat yaşadım.)
“Long” kelimesinin telaffuzu:
- İngilizce telaffuzu: /lɔːŋ/
- Türkçe telaffuzu: /long/