look ne demek

Look: Görmek, Bakmak, Görünmek

İngilizce Anlamı:

  1. (fiil) Bir şeye veya birine dikkatle bakmak, gözlerini ona çevirmek.
  2. (fiil) Bir şeyi veya birini aramak, dikkatle incelemek.
  3. (fiil) Bir şeye veya birine benzemek, benzer görünmek.
  4. (fiil) Bir şeyin veya birinin görünümü, görüntüsü.
  5. (isim) Bir şeyin veya birinin görünümü, görüntüsü.
  6. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  7. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  8. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  9. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  10. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.

Türkçe Anlamı:

  1. (fiil) Bir şeye veya birine dikkatle bakmak, gözlerini ona çevirmek.
  2. (fiil) Bir şeyi veya birini aramak, dikkatle incelemek.
  3. (fiil) Bir şeye veya birine benzemek, benzer görünmek.
  4. (isim) Bir şeyin veya birinin görünümü, görüntüsü.
  5. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  6. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  7. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  8. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  9. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.
  10. (isim) Bir şeyin veya birinin görünüşü, görüntüsü.

Örnek Cümleler:

  • I looked at the picture and saw a beautiful landscape. (Resme baktım ve güzel bir manzara gördüm.)
  • I looked for my keys, but I couldn’t find them. (Anahtarlarımı aradım, ama bulamadım.)
  • He looks like his father. (Babasına benziyor.)
  • She has a beautiful look. (Güzel bir görünüşü var.)
  • The look of the house was very impressive. (Evin görünümü çok etkileyiciydi.)
  • The look of the car was very sporty. (Arabanın görünümü çok sportifti.)
  • The look of the dress was very elegant. (Elbisenin görünümü çok zarifti.)
  • The look of the food was very appetizing. (Yemeğin görünümü çok iştah açıcıydı.)
  • The look of the city was very modern. (Şehrin görünümü çok moderndi.)
  • The look of the country was very peaceful. (Ülkenin görünümü çok huzurluydu.)

İfadeler:

  • Look at: Bir şeye veya birine dikkatle bakmak, gözlerini ona çevirmek.
  • Look for: Bir şeyi veya birini aramak, dikkatle incelemek.
  • Look like: Bir şeye veya birine benzemek, benzer görünmek.
  • Look out: Dikkatli olmak, dikkat etmek.
  • Look up: Bir şeyi veya birini aramak, dikkatle incelemek.
  • Look down: Bir şeye veya birine aşağıdan bakmak.
  • Look around: Etrafa bakmak, çevreyi incelemek.
  • Look over: Bir şeyi veya birini dikkatlice incelemek, gözden geçirmek.
  • Look through: Bir şeyi veya birini dikkatlice incelemek, gözden geçirmek.
  • Look into: Bir şeyi veya birini dikkatlice incelemek, araştırmak.

Yayımlandı

kategorisi