low ne demek

low

Sıfat

  1. Düşük, alçak, aşağıda olan.
  2. Küçük, az, yetersiz.
  3. Düşük kaliteli, değersiz.
  4. Düşük sesli, yumuşak.
  5. Ruhsal olarak çökmüş, moralsiz.
  6. Fiziksel olarak zayıf, güçsüz.
  7. Sosyal olarak aşağı tabakada olan, yoksul.

Zarf

  1. Düşük bir şekilde, alçakta.
  2. Az bir şekilde, yetersiz olarak.
  3. Düşük kalitede, değersiz bir şekilde.
  4. Düşük sesle, yumuşak bir şekilde.
  5. Ruhsal olarak çökmüş bir şekilde, moralsiz bir şekilde.
  6. Fiziksel olarak zayıf bir şekilde, güçsüz bir şekilde.
  7. Sosyal olarak aşağı tabakada olarak, yoksul bir şekilde.

İsim

  1. Düşük yer, alçak yer.
  2. Az miktar, yetersiz miktar.
  3. Düşük kalite, değersizlik.
  4. Düşük ses, yumuşak ses.
  5. Ruhsal çöküntü, moralsizlik.
  6. Fiziksel zayıflık, güçsüzlük.
  7. Sosyal olarak aşağı tabaka, yoksulluk.

Fiil

  1. Düşürmek, alçaltmak.
  2. Azaltmak, yetersizleştirmek.
  3. Düşük kalitede yapmak, değersizleştirmek.
  4. Düşük sesle konuşmak, yumuşak sesle konuşmak.
  5. Ruhsal olarak çökmek, moralini bozmak.
  6. Fiziksel olarak zayıflamak, güçsüzleşmek.
  7. Sosyal olarak aşağı tabakaya düşmek, yoksullaşmak.

Örnekler

  • The plane flew low over the city. (Uçak şehrin üzerinden alçaktan uçtu.)
  • She had a low opinion of herself. (Kendisi hakkında düşük bir görüşü vardı.)
  • The quality of the food was low. (Yemeğin kalitesi düşüktü.)
  • He spoke in a low voice. (Düşük sesle konuştu.)
  • She was feeling low after the breakup. (Ayrılıktan sonra kendini çökmüş hissediyordu.)
  • He was low on energy after the long day. (Uzun günün ardından enerjisi düşüktü.)
  • They lived in a low-income neighborhood. (Düşük gelirli bir mahallede yaşıyorlardı.)

low kelimesinin Türkçedeki karşılıkları şunlardır:

  • Düşük
  • Alçak
  • Aşağıda olan
  • Küçük
  • Az
  • Yetersiz
  • Düşük kaliteli
  • Değersiz
  • Düşük sesli
  • Yumuşak
  • Ruhsal olarak çökmüş
  • Moralsiz
  • Fiziksel olarak zayıf
  • Güçsüz
  • Sosyal olarak aşağı tabakada olan
  • Yoksul

Yayımlandı

kategorisi