magnıfıcent ne demek

Magnificent: Görkemli, Muhteşem, Harika

“Magnificent” kelimesi, “büyük veya olağanüstü güzellik, ihtişam veya görkem” anlamına gelen bir sıfattır. Genellikle bir şeyin görsel olarak çarpıcı veya etkileyici olduğunu tanımlamak için kullanılır. Örneğin, “The Grand Canyon is a magnificent sight” (Büyük Kanyon muhteşem bir manzaradır) veya “The fireworks display was magnificent” (Havai fişek gösterisi muhteşemdi) gibi cümlelerde kullanılabilir.

“Magnificent” kelimesi aynı zamanda bir şeyin niteliğini veya kalitesini tanımlamak için de kullanılabilir. Örneğin, “The new car is magnificent” (Yeni araba muhteşem) veya “The meal was magnificent” (Yemek muhteşemdi) gibi cümlelerde kullanılabilir.

“Magnificent” kelimesi, “magnify” (büyütmek) fiilinden türemiştir. Bu nedenle, “magnificent” kelimesi bazen bir şeyin önemini veya değerini vurgulamak için de kullanılabilir. Örneğin, “The discovery of the new planet is a magnificent achievement” (Yeni gezegenin keşfi muhteşem bir başarıdır) veya “The work of the volunteers is magnificent” (Gönüllülerin çalışmaları muhteşemdir) gibi cümlelerde kullanılabilir.

“Magnificent” kelimesi, İngilizce’de çok sık kullanılan bir kelimedir. Genellikle olumlu bir anlamda kullanılır, ancak bazen ironik veya alaycı bir şekilde de kullanılabilir.

Magnificent kelimesinin eş anlamlıları:

  • Splendid (Muhteşem)
  • Gorgeous (Muhteşem)
  • Stunning (Şaşırtıcı)
  • Breathtaking (Nefes kesici)
  • Remarkable (Olağanüstü)
  • Extraordinary (Olağanüstü)
  • Exceptional (Olağanüstü)
  • Sublime (Yüce)
  • Majestic (Görkemli)
  • Grand (Görkemli)

Magnificent kelimesinin zıt anlamlıları:

  • Ugly (Çirkin)
  • Unattractive (Çekici olmayan)
  • Plain (Düz)
  • Ordinary (Sıradan)
  • Common (Ortak)
  • Mediocre (Vasat)
  • Poor (Kötü)
  • Terrible (Korkunç)
  • Awful (Korkunç)
  • Horrible (Korkunç)

Magnificent kelimesinin örnek cümleleri:

  • The view from the top of the mountain was magnificent. (Dağın tepesinden manzara muhteşemdi.)
  • The sunset over the ocean was magnificent. (Okyanus üzerindeki gün batımı muhteşemdi.)
  • The fireworks display was magnificent. (Havai fişek gösterisi muhteşemdi.)
  • The new car is magnificent. (Yeni araba muhteşem.)
  • The meal was magnificent. (Yemek muhteşemdi.)
  • The discovery of the new planet is a magnificent achievement. (Yeni gezegenin keşfi muhteşem bir başarıdır.)
  • The work of the volunteers is magnificent. (Gönüllülerin çalışmaları muhteşemdir.)
  • The painting is a magnificent work of art. (Resim muhteşem bir sanat eseridir.)
  • The symphony was a magnificent performance. (Senfoni muhteşem bir performanstı.)
  • The speech was a magnificent piece of oratory. (Konuşma muhteşem bir hitabet örneğiydi.)

Yayımlandı

kategorisi