Maximum
İngilizce Anlamı:
- En büyük veya en yüksek miktar, derece veya değer.
- Bir şeyin ulaşabileceği veya ulaşması gereken en yüksek nokta veya sınır.
- Bir şeyin en iyi veya en mükemmel hali.
Türkçe Anlamı:
- En büyük, en yüksek veya en fazla.
- Bir şeyin ulaşabileceği veya ulaşması gereken en yüksek nokta veya sınır.
- Bir şeyin en iyi veya en mükemmel hali.
Örnekler:
- The maximum speed limit on this road is 60 miles per hour. (Bu yoldaki azami hız sınırı saatte 60 mildir.)
- The maximum temperature today is expected to be 35 degrees Celsius. (Bugün azami sıcaklığın 35 santigrat derece olması bekleniyor.)
- The maximum capacity of this stadium is 50,000 people. (Bu stadyumun azami kapasitesi 50.000 kişidir.)
- The maximum score on this test is 100 points. (Bu testteki azami puan 100’dür.)
- The maximum effort is required to achieve success. (Başarıya ulaşmak için azami çaba gerekir.)
Maximum ifadesinin kullanımı:
- Maximum ifadesi, bir şeyin en büyük, en yüksek veya en fazla olduğunu belirtmek için kullanılır.
- Maximum ifadesi, bir şeyin ulaşabileceği veya ulaşması gereken en yüksek nokta veya sınırı belirtmek için kullanılır.
- Maximum ifadesi, bir şeyin en iyi veya en mükemmel halini belirtmek için kullanılır.
Maximum ifadesinin eş anlamlıları:
- En büyük
- En yüksek
- En fazla
- Azami
- En iyi
- En mükemmel
Maximum ifadesinin zıt anlamlıları:
- En küçük
- En düşük
- En az
- Asgari
- En kötü
- En eksik
Maximum ifadesinin örnek cümleleri:
- The maximum speed limit on this road is 60 miles per hour. (Bu yoldaki azami hız sınırı saatte 60 mildir.)
- The maximum temperature today is expected to be 35 degrees Celsius. (Bugün azami sıcaklığın 35 santigrat derece olması bekleniyor.)
- The maximum capacity of this stadium is 50,000 people. (Bu stadyumun azami kapasitesi 50.000 kişidir.)
- The maximum score on this test is 100 points. (Bu testteki azami puan 100’dür.)
- The maximum effort is required to achieve success. (Başarıya ulaşmak için azami çaba gerekir.)
- The company has reached its maximum production capacity. (Şirket azami üretim kapasitesine ulaştı.)
- The government has set a maximum price for this commodity. (Hükümet bu emtia için azami bir fiyat belirledi.)
- The maximum penalty for this crime is life in prison. (Bu suçun azami cezası müebbet hapistir.)
- The maximum age for this competition is 18 years old. (Bu yarışmanın azami yaşı 18’dir.)
- The maximum number of people allowed in this room is 10. (Bu odada izin verilen azami kişi sayısı 10’dur.)