superincumbent: Başka bir şeyin üzerine dayanan.Devamını Oku
kancalamak: Kancayı bir şeye takmak. Kancayı atıp çekmek. Bir kimse veya şeyin üzerine bıktıracak kadar düşmek.Devamını Oku
yayınlayıcı madde: Elektron yayınını kolaylaştırmak üzere, metalden bir elektrot üzerine koyulmuş oksit karışımı.Devamını Oku
erim: Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil. İyi bir şeye işaret olan durum, muştu, müjde, beşaret. Bir şeyin erebileceği uzaklık. İyi bir…Devamını Oku
superimpose: Bir şeyin üzerine koymak Bir şeye ilave etmek Üstüne koymak, üst üste yapmak, üst üste getirmek, eklemekDevamını Oku
kaide: Kural Örnek: Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. H. Z. Uşaklıgil Bir şeyin yere dayanan bölümü…Devamını Oku
abanmak: Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak Örnek: Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? B. Felek Bir yere veya bir…Devamını Oku
ce hali: "Bir şeye göre", "Bir şey tarafından", "Bir şeyin vasfına uygun olarak", "Bir şeyin bütüniyle" gibi anlamlar veren ve -ce ekiyle…Devamını Oku
çözümleyici kurgu: Görünçlüğün çok kısa çekimlere bölünmesi; görünçlüğün bütün ayrıntılarının verilmesi; olgunun en ufak parçalarının ortaya konması; böylelikle anlatılacak, üzerine dikkat çekilecek…Devamını Oku
alçı kalıp: Bir şeyin üzerine alçı dökülerek alınan kalıp. (Heykel) Bir şeyin üzerine alçı dökülerek alınan kalıp. Bu kalıbın içine alçı dökülür…Devamını Oku
hasr: Bir şeyin içine alma. Yalnız bir şeye mahsus kılma.Devamını Oku
mukabil: Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan Bir şeyin karşısında bulunan. Karşılık olarak Örnek: Bir iki iyi habere…Devamını Oku
melamih: (Lemha. C.) Lemhalar. Bir şeyin başka bir şeye benzeme noktaları. Güzellik ve çirkinlik eserleri.Devamını Oku
samed: ezeli, ebedi ve yüce olan ve hiç kimseye veya şeye ihtiyacı olmayan, mutlak malik olan yüce allah. - allah'ın isimlerindendir.…Devamını Oku
sevinç: İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku Örnek: Yaşama sevinci her şeyin yerini tutar. R. H. Karay Hoşnut…Devamını Oku