doubt: Şüphe, tereddüt, güvensizlik, itimatsızlık Şüpheli husus Şüphe etmek, şüphelenmek, kuşkulanmak İkna olmamak, itimat etmemek Çekinmek, tereddüt etmek, kararsız olmak Kuşkulanmak,…Devamını Oku
be unavailable for comment: Yoruma elverişli olmamak, yorum yapmaya istekli olmamak, cevap vermeye müsait olmamakDevamını Oku
cocksure: Kendinden fazla emin, kendine fazla güvenen. Gayet emin, emin, kendinden çok eminDevamını Oku
fayda etmemek: Etkisi olmamak, işe yaramamak, yararlı olmamak. Etkisi olmamak, işe yaramamak, yararlı olmamak: Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise…Devamını Oku
be off guard: Hazırlıksız olmak, tetikte olmamak, korunmasız olmak, farkında olmamak, dikkatli olmamak, gözlemiyor olmakDevamını Oku
be outside ones beat: Yapacağı iş olmamak, işi olmamak (birinin) Yapacağı iş olmamak, işi olmamak (birinin) (Yazılışı: be outside one's beat)Devamını Oku
trustingly: ŞÜpheden uzak bir tarzda, tamamen güvenerek, tam itimatla, inançla, emin olarak, kendinden emin bir şekildeDevamını Oku
lack: ), (f.) eksiklik, noksan İhtiyaç, gereksinme Yoksunluk, mahrumiyet Eksiği olmak İhtiyacı olmak Mevcut olmamak Bir yerde hazır bulunmamak Mahrum olmak…Devamını Oku
have not the slightest idea: En ufak bir fikri olmamak, ipucu olmamak, hiçbir şekilde bilmemekDevamını Oku