Sözlükte other kelimesinin manası:
- Başkası, diğer, öteki
- Başka, diğer, gayri, sair
- Başka suretle, baska türlü
- Zam
other ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları
- uhra başka, diğer Sair, diğer, başka. Ahir, gayr, son, sonra.
- else Başka, daha Başka yer başka zaman, başka türlü: yahut, yoksa Başka, ayrıca, ilaveten, başka türlü, başka zaman, yoksa, aksi halde
- diğer Başka, özge, öteki, öbür Örnek: Diğer misafirlerimle meşgul olamadım. Ö. Seyfettin
- inkılab Başka tarza değişme. Bir halden diğer hale geçme. Başka türlü olma. (Osmanlıca'da yazılışı: inkılâb)
- another Başka, ayrı, diğer, sair, öbür Başka, öbür, ayrı, farklı, bambaşka
- digerbar Başka zaman, başka defa. (Osmanlıca'da yazılışı: diger-bâr)
- otherwise Yoksa, bunun dışında, aksi halde Başka suretle, başka türlü Yoksa, olmazsa, aksi takdirde.
- öte yandan Diğer taraftan, başka bir yönden, karşılık olarak Örnek: Öte yandan da bir siyasi grup, başka cinsten bir faaliyete geçmiş görünüyordu.…
- alias Namı diğer, diğer ismi. Takma ad, başka ad
- forth İleri, dışarı, dışarıya doğru İleri, dışarı, diğer, başka, sair
- ayrı Yerleri bir olmayan. Başka, başka türlü. Yalnız, tek başına.
- değiştirmek Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak Örnek: Bulunduğu vaziyeti öteki ayağını berikinin üstüne koyarak değiştirdi. S. F. Abasıyanık Bir şey…
- aklı başka yerde olmak Başka şeyler düşünmek: Affet Kâmuran, aklım başka yerdeydi. -R. N. Güntekin.
- saving Maada, -den başka Başka, dışında, haricinde, den başka Kurtarıcı İdareci Koruyan, muhafaza eden Kayıtlayıcı Tasarruf, iktisat Çoğ
- aktörlük Aktörün görevi, aktörün yaptığı iş Örnek: Tiyatro ve aktörlük onun için biçilmiş kaftandı. O. C. Kaygılı Olduğundan başka türlü görünme,…