Sözlükte parlama kelimesinin manası:
- Parlamak işi.
- Bk. parıltı
parlama ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları
- leman Parlama, parıldama parlama, parıltı Metres
- glisten Pırıldamak Parlamak parıltı. Parlamak, kesik kesik parlamak
- lema Parıltı, parlayış. pırıltı (C.: Lemaat) Parlamak. Şimşek gibi çakmak. Güneş ve yıldız gibi parlamak. (Osmanlıca'da yazılışı: lem'a)
- dirahş Nur, ziya, parıltı, parlama, ışık.
- glitter Parıldamak, parlamak Göze çarpmak Parıltı, parlaklık Şaşaa, gösteriş Parıldamak, parlamak, göze çarpmak, pırıldamak, göz almak
- flare up Alevlenmek, parlayıvermek, parlamak Alevleniverme, parlama, öfke, hiddet
- yalabık Alevin oynayarak parıldaması, parlama, parıltı. Şimşek. Parlak, parıltılı, ışıltılı. Güzel, yakışıklı, sevimli. İkiyüzlü, kaypak.
- glare Göz kamaştıracak surette parlamak Çok parlak olmak (renk) Göze çarpmak Yiyecekmiş gibi bakmak, dik dik bakmak Ateş püsküren gözlerle bakmak,…
- flash Parıltı, ani alev, şule İşaret olarak yanıp sönen ışık An Birden gelen su akıntısı Kaba gösteriş Cama renk vermek için…
- incila 1. parlama, cilalama. 2. görünme, belli olma. 3. parlaklık, ışık. Cilalanma. Parlama.
- parlama noktası Sıvı yakıtın parladığı, fakat yanmağa devam etmediği sıcaklık. Bk. parlama noktası
- beam Işımak, ışık saçmak, parlamak, sinyal vermek, yayın yapmak, gözleri parlamak, gözlerinin içi gülmek Kiriş, hatıl, putrel Direk, mertek Terazi kolu…
- beam Işımak, ışık saçmak, parlamak, sinyal vermek, yayın yapmak, gözleri parlamak, gözlerinin içi gülmek Kiriş, hatıl, putrel Direk, mertek Terazi kolu…
- deflagrate Ateş alıp birden parlamak Alev almak, tutuşturmak, tutuşuvermek; parlamak
- explosion Patlama, infilak, ateş alma, parlama, artış, kudurma, tepesi atma İnfilak, patlama Galeyan, parlama, hiddetlenme