Peel: Soymak, Kabuğunu Soymak
İngilizce Anlamı:
- To remove the outer covering of something, such as a fruit, vegetable, or piece of skin.
- To strip away the outer layer of something, such as paint or wallpaper.
- To remove the skin from an animal.
- To shed or cast off a layer of skin, fur, or feathers.
- To become bare or exposed, as by the removal of a covering.
Türkçe Anlamı:
- Meyve, sebze veya deri parçası gibi bir şeyin dış kabuğunu çıkarmak.
- Boya veya duvar kağıdı gibi bir şeyin dış katmanını soymak.
- Bir hayvanın derisini çıkarmak.
- Bir deri, kürk veya tüy tabakası dökmek veya atmak.
- Bir örtünün çıkarılmasıyla çıplak veya açık hale gelmek.
Örnekler:
- I peeled the orange and ate the juicy segments. (Portakalı soyup sulu dilimlerini yedim.)
- He peeled the paint off the old door. (Eski kapının boyasını soydu.)
- The snake peeled its skin and emerged with a new, shiny coat. (Yılan derisini soydu ve yeni, parlak bir deriyle ortaya çıktı.)
- The leaves on the trees are peeling in the autumn wind. (Sonbahar rüzgarında ağaçların yaprakları dökülüyor.)
- The sun peeled my skin and I got a sunburn. (Güneş cildimi soydu ve güneş yanığı oldum.)
İfadeler:
- Peel back: Bir şeyin dış katmanını geriye doğru soymak.
- Peel off: Bir şeyin dış katmanını soymak veya çıkarmak.
- Peel away: Bir şeyin dış katmanını yavaşça soymak veya çıkarmak.
- Peel apart: Bir şeyi iki veya daha fazla parçaya ayırmak için soymak.
- Peel open: Bir şeyi açmak için soymak.
Zarflar:
- Peeled: Soyulmuş.
- Peeling: Soyma işlemi.
- Peelable: Soyulabilen.
Fiiller:
- Peel: Soymak.
- Peel off: Soymak.
- Peel away: Soymak.
- Peel apart: Soymak.
- Peel open: Soymak.
İsimler:
- Peel: Kabuk, deri.
- Peeler: Soyucu.
- Peeling: Soyma işlemi.
- Peelable: Soyulabilen.
Sıfatlar:
- Peeled: Soyulmuş.
- Peeling: Soyma işlemi.
- Peelable: Soyulabilen.