public
İngilizce Anlamı:
-
(bir şey) herkese açık olan veya herkes tarafından erişilebilen:
- The park is open to the public. (Park halka açıktır.)
- The information is available to the public. (Bilgi halka açıktır.)
-
(bir şey) herkes tarafından bilinen veya bilinen:
- It is a public secret that he is having an affair. (Onun bir ilişkisi olduğu herkes tarafından bilinen bir sırdır.)
- The company’s financial problems are public knowledge. (Şirketin mali sorunları herkes tarafından bilinmektedir.)
-
(bir şey) devlete veya hükümete ait olan veya onun tarafından kontrol edilen:
- The public library is a great resource for students. (Halk kütüphanesi öğrenciler için harika bir kaynaktır.)
- The public transportation system is very convenient. (Toplu taşıma sistemi çok kullanışlıdır.)
-
(bir şey) herkesin yararına veya çıkarına olan:
- The government should focus on public health. (Hükümet halk sağlığına odaklanmalıdır.)
- The company is committed to public service. (Şirket kamu hizmetine kendini adamıştır.)
-
(bir şey) herkes tarafından görülebilen veya duyulabilen:
- The building is located in a very public place. (Bina çok halka açık bir yerde bulunmaktadır.)
- The speech was broadcast to a public audience. (Konuşma halka açık bir kitleye yayınlandı.)
Türkçe Anlamı:
-
herkese açık olan veya herkes tarafından erişilebilen:
- Park halka açıktır.
- Bilgi halka açıktır.
-
herkes tarafından bilinen veya bilinen:
- Onun bir ilişkisi olduğu herkes tarafından bilinen bir sırdır.
- Şirketin mali sorunları herkes tarafından bilinmektedir.
-
devlete veya hükümete ait olan veya onun tarafından kontrol edilen:
- Halk kütüphanesi öğrenciler için harika bir kaynaktır.
- Toplu taşıma sistemi çok kullanışlıdır.
-
herkesin yararına veya çıkarına olan:
- Hükümet halk sağlığına odaklanmalıdır.
- Şirket kamu hizmetine kendini adamıştır.
-
herkes tarafından görülebilen veya duyulabilen:
- Bina çok halka açık bir yerde bulunmaktadır.
- Konuşma halka açık bir kitleye yayınlandı.
Örnek Cümleler:
- The public is invited to attend the meeting. (Toplantıya katılmak için halk davetlidir.)
- The company is required to disclose its financial information to the public. (Şirketin mali bilgilerini halka açıklaması gerekiyor.)
- The government is working to improve public transportation. (Hükümet toplu taşımayı iyileştirmek için çalışıyor.)
- The organization is dedicated to promoting public health. (Kuruluş halk sağlığını teşvik etmeye kendini adamıştır.)
- The concert was held in a public park. (Konser halka açık bir parkta yapıldı.)
Ek Bilgiler:
- “Public” kelimesi Latince “populus” (halk) kelimesinden türemiştir.
- “Public” kelimesi genellikle olumlu bir anlamda kullanılır, ancak bazen olumsuz bir anlamda da kullanılabilir. Örneğin, “public nuisance” (kamu zararı) veya “public enemy” (kamu düşmanı) gibi.
- “Public” kelimesi birçok bileşik kelimede kullanılır. Örneğin, “public opinion” (kamuoyu), “public relations” (halkla ilişkiler), “public service” (kamu hizmeti) gibi.