Put, İngilizce’de “koymak, yerleştirmek” anlamına gelen bir fiildir. Aynı zamanda “koymak, yerleştirmek” anlamına gelen bir isimdir.
Put fiilinin birçok farklı anlamı ve kullanımı vardır. İşte bunlardan bazıları:
- Bir şeyi bir yere koymak veya yerleştirmek:
- I put the book on the table. (Kitabı masanın üzerine koydum.)
- He put his clothes in the closet. (Elbiselerini dolaba koydu.)
- Bir şeyi bir yere saklamak veya gizlemek:
- She put the money in her purse. (Parayı çantasına koydu.)
- He put the gun under his bed. (Silahı yatağının altına koydu.)
- Bir şeyi bir yere bırakmak veya terk etmek:
- I put the car in the garage. (Arabayı garaja bıraktım.)
- She put the dog in the backyard. (Köpeği arka bahçeye bıraktı.)
- Bir şeyi bir yere yatırmak veya harcamak:
- He put his money in the bank. (Parasını bankaya yatırdı.)
- She put her time and effort into her work. (Zamanını ve emeğini işine harcadı.)
- Bir şeyi bir yere eklemek veya dahil etmek:
- I put some salt in the soup. (Çorbaya biraz tuz koydum.)
- He put a new song on his playlist. (Çalma listesine yeni bir şarkı ekledi.)
Put ismi, bir şeyin konulduğu veya yerleştirildiği yer anlamına gelir. İşte bunlardan bazıları:
- A place where something is put:
- The put for the dishes is in the kitchen. (Bulaşıkların yeri mutfakta.)
- The put for the tools is in the garage. (Aletlerin yeri garajda.)
- A place where something is stored or hidden:
- The put for the money is in the safe. (Paranın yeri kasada.)
- The put for the gun is under the bed. (Silahın yeri yatağın altında.)
- A place where something is left or abandoned:
- The put for the car is in the driveway. (Arabanın yeri araba yolunda.)
- The put for the dog is in the backyard. (Köpeğin yeri arka bahçede.)
Put fiilinin ve isminin birçok farklı anlamı ve kullanımı vardır. Bu örnekler, put fiilinin ve isminin nasıl kullanıldığına dair sadece birkaç örnektir.