raised
Anlamı:
- Yükseltilmiş, kaldırılmış
- Yetiştirilmiş, büyütülmüş
- Artırılmış, yükseltilmiş
- Dikkat çekilmiş, vurgulanmış
- Kabartılmış, şişirilmiş
Örnekler:
-
The bridge was raised to allow taller ships to pass through.
(Köprü, daha uzun gemilerin geçmesine izin vermek için yükseltildi.) -
The child was raised by his grandparents.
(Çocuk, büyükanne ve büyükbabası tarafından büyütüldü.) -
The price of the product was raised by 10%.
(Ürünün fiyatı %10 arttırıldı.) -
The issue was raised at the meeting.
(Konu toplantıda gündeme getirildi.) -
The balloon was raised into the sky.
(Balon gökyüzüne yükseltildi.)
raised ifadesinin Türkçedeki karşılıkları:
- Yükseltilmiş
- Kaldırılmış
- Yetiştirilmiş
- Büyütülmüş
- Artırılmış
- Yükseltilmiş
- Dikkat çekilmiş
- Vurgulanmış
- Kabartılmış
- Şişirimiş
Örnekler:
- Köprü, daha uzun gemilerin geçmesine izin vermek için yükseltildi.
- Çocuk, büyükanne ve büyükbabası tarafından büyütüldü.
- Ürünün fiyatı %10 arttırıldı.
- Konu toplantıda gündeme getirildi.
- Balon gökyüzüne yükseltildi.
raised ifadesinin kullanıldığı bazı deyimler ve ifadeler:
- raised eyebrow: şüpheli veya onaylamayan bir ifade
- raised voice: yüksek sesle konuşma
- raised hand: el kaldırma
- raised spirits: neşeli ruh hali
- raised expectations: yüksek beklentiler
raised ifadesinin zıt anlamlısı:
- lowered: indirilmiş
- decreased: azaltılmış
- diminished: küçültülmüş
- reduced: azaltılmış
- subsided: azalmış