Retain
Anlamı:
- (bir şeyi) elinde tutmak, saklamak
- (bir şeyi) hafızada tutmak, hatırlamak
- (bir şeyi) elde etmek, kazanmak
- (bir şeyi) korumak, savunmak
- (bir şeyi) tutuklamak, gözaltına almak
Örnekler:
- He retained the title for three years.
(Üç yıl boyunca unvanı elinde tuttu.) - She retained the information in her memory.
(Bilgiyi hafızasında tuttu.) - He retained the contract.
(Sözleşmeyi kazandı.) - They retained their independence.
(Bağımsızlıklarını korudular.) - The police retained the suspect.
(Polis şüpheliyi tutukladı.)
İlgili Kelimeler:
- retention (isim): tutma, saklama, hatırlama
- retainer (isim): tutucu, saklayıcı, hatırlatıcı
- retainable (sıfat): tutulabilir, saklanabilir, hatırlanabilir
- retained (sıfat): tutulmuş, saklanmış, hatırlanmış
- retaining (sıfat): tutan, saklayan, hatırlayan
Türkçe Anlamı:
- (bir şeyi) elinde tutmak, saklamak
- (bir şeyi) hafızada tutmak, hatırlamak
- (bir şeyi) elde etmek, kazanmak
- (bir şeyi) korumak, savunmak
- (bir şeyi) tutuklamak, gözaltına almak
Örnekler:
- Üç yıl boyunca unvanı elinde tuttu.
- Bilgiyi hafızasında tuttu.
- Sözleşmeyi kazandı.
- Bağımsızlıklarını korudular.
- Polis şüpheliyi tutukladı.
İlgili Kelimeler:
- tutma, saklama, hatırlama (isim)
- tutucu, saklayıcı, hatırlatıcı (isim)
- tutulabilir, saklanabilir, hatırlanabilir (sıfat)
- tutulmuş, saklanmış, hatırlanmış (sıfat)
- tutan, saklayan, hatırlayan (sıfat)