Sahile: İngilizce-Türkçe Sözlük ve Çeviri
Sahile: Anlamı ve Kullanımı
“Sahile” kelimesi, deniz veya göl kıyısına verilen addır. Genellikle kumlu veya çakıllı bir yüzeye sahip olan sahil, insanların dinlenmek, güneşlenmek, yüzmek veya çeşitli su sporları yapmak için tercih ettiği yerlerden biridir.
“Sahile” kelimesi, Türkçede genellikle “shore” veya “coast” olarak çevrilir. Ancak, bu kelimelerin anlamları arasında bazı farklılıklar vardır. “Shore” kelimesi, genellikle deniz veya göl kıyısının dar bir şeridini ifade ederken, “coast” kelimesi, daha geniş bir alanı kapsayan kıyı şeridini ifade eder.
Sahile: Örnek Cümleler
- Bu yaz sahile gitmeyi planlıyoruz.
- Sahile yakın bir yerde bir evimiz var.
- Sahile yürüyerek gittik.
- Sahile vardığımızda hava çok güzeldi.
- Sahile oturup gün batımını izledik.
- Sahile yakın bir restoranda yemek yedik.
- Sahile yakın bir otelde kaldık.
- Sahile yakın bir alışveriş merkezine gittik.
- Sahile yakın bir lunaparka gittik.
- Sahile yakın bir müzeye gittik.
Sahile: İlgili Kelimeler
- Deniz
- Göl
- Kıyı
- Şerit
- Kum
- Çakıl
- Taş
- Kaya
- Balık
- Martı
- Yunus
- Kaplumbağa
- Yengeç
- Midye
- İstiridye
- Denizanası
- Mercan
- Yosun
- Deniz bitkisi
- Deniz hayvanı
- Su sporları
- Yüzme
- Güneşlenme
- Dinlenme
- Piknik
- Kamp
- Balık tutma
- Tekne gezisi
- Yelkencilik
- Sörf
- Kitesurf
- Windsurf
- Stand up paddleboarding
- Kano
- Kayak
- Deniz bisikleti
- Deniz paraşütü
- Deniz uçağı
- Denizaltı
Sahile: Çeviri Örnekleri
- Sahile gitmek istiyorum. – I want to go to the beach.
- Sahile yakın bir yerde oturuyorum. – I live near the beach.
- Sahile yürüyerek gittim. – I walked to the beach.
- Sahile vardığımda hava çok güzeldi. – The weather was beautiful when I arrived at the beach.
- Sahile oturup gün batımını izledim. – I sat on the beach and watched the sunset.
- Sahile yakın bir restoranda yemek yedim. – I ate at a restaurant near the beach.
- Sahile yakın bir otelde kaldım. – I stayed at a hotel near the beach.
- Sahile yakın bir alışveriş merkezine gittim. – I went to a shopping mall near the beach.
- Sahile yakın bir lunaparka gittim. – I went to an amusement park near the beach.
- Sahile yakın bir müzeye gittim. – I went to a museum near the beach.