salt ne demek

Salt

İngilizce Anlamı:

  1. (sıfat) Tuzlu, tuz içeren.
  2. (sıfat) Saf, katıksız, arı.
  3. (sıfat) Sade, yalın, basit.
  4. (zarf) Sadece, yalnızca, sadece.
  5. (isim) Tuz.
  6. (isim) Deniz suyu.
  7. (isim) Gözyaşı.
  8. (isim) Ter.
  9. (isim) İdrar.
  10. (isim) Bir kimyasal bileşiğin tuz formudur.

Türkçe Anlamı:

  1. (sıfat) Tuzlu, tuz içeren.
  2. (sıfat) Saf, katıksız, arı.
  3. (sıfat) Sade, yalın, basit.
  4. (zarf) Sadece, yalnızca, sadece.
  5. (isim) Tuz.
  6. (isim) Deniz suyu.
  7. (isim) Gözyaşı.
  8. (isim) Ter.
  9. (isim) İdrar.
  10. (isim) Bir kimyasal bileşiğin tuz formudur.

Örnek Cümleler:

  • The salt water made my skin feel dry and itchy. (Tuzlu su cildimi kuru ve kaşıntılı hale getirdi.)
  • The salt of the earth are the people who are kind and compassionate. (Yeryüzünün tuzu, nazik ve şefkatli olan insanlardır.)
  • A simple salt and pepper seasoning is all you need to make this dish delicious. (Bu yemeği lezzetli hale getirmek için ihtiyacınız olan tek şey basit bir tuz ve karabiber baharatıdır.)
  • I only drink salt water when I’m really thirsty. (Sadece çok susadığımda tuzlu su içerim.)
  • The salt in the ocean is what makes it taste so salty. (Okyanustaki tuz, onun bu kadar tuzlu olmasının nedenidir.)
  • Tears are salt water that is produced by the eyes when a person is crying. (Gözyaşları, bir kişi ağladığında gözler tarafından üretilen tuzlu sudur.)
  • Sweat is salt water that is produced by the body when a person is hot or exercising. (Ter, bir kişi sıcak olduğunda veya egzersiz yaptığında vücut tarafından üretilen tuzlu sudur.)
  • Urine is salt water that is produced by the kidneys and is excreted from the body through the urethra. (İdrar, böbrekler tarafından üretilen ve üretra yoluyla vücuttan atılan tuzlu sudur.)
  • A salt is a chemical compound that is formed when a metal reacts with a nonmetal. (Bir tuz, bir metalin bir ametal ile reaksiyona girmesiyle oluşan bir kimyasal bileşiktir.)

Salt ile İlgili Deyimler ve Atasözleri:

  • Salt of the earth: Çok iyi ve dürüst bir kişi.
  • A grain of salt: Bir şeyi abartmadan, gerçekçi bir şekilde değerlendirmek.
  • Worth one’s salt: Birinin değerli veya yararlı olması.
  • Not worth one’s salt: Birinin değersiz veya yararsız olması.
  • To take something with a grain of salt: Bir şeyi abartmadan, gerçekçi bir şekilde değerlendirmek.
  • To be worth one’s salt: Birinin değerli veya yararlı olması.
  • To not be worth one’s salt: Birinin değersiz veya yararsız olması.

Salt ile İlgili Kelimeler:

  • Salty: Tuzlu
  • Saltiness: Tuzluluk
  • Saltpeter: Potasyum nitrat
  • Salting: Tuzlama
  • Salted: Tuzlanmış
  • Saltwater: Tuzlu su
  • Freshwater: Tatlı su
  • Sea salt: Deniz tuzu
  • Rock salt: Kaya tuzu
  • Table salt: Sofra tuzu

Yayımlandı

kategorisi