secure sözlük anlamı nedir?

Sözlükte secure kelimesinin manası:

Emin, korkusuz, tehlikeden uzak

Kaygısız, şüphesiz

Emniyetli, muhafazalı

Korumak, emniyet altına almak

Tehlikeden masun kılmak

Sağlamlaştırmak, bağlamak

İyice kapamak

Ele geçirmek, bulmak

Güvenceye almak, sağlama almak, sağlama bağlamak, sağlamlaştırmak, korumak, teminat vermek, sigortalamak, sağlamak, elde etmek, sıkıca kapatmak

secure ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları

assure: Temin etmek , temin edici söz söylemek İkna etmek Söz vermek Sigorta etmek.assured önceden belli olan (ışur'idli) (z) elbette, her… Devamını Oku
make sure: Emin olmak, sağlama almak, temin etmek, unutmamak, bakmak, sağlama bağlamak Devamını Oku
insure: Sigorta etmek Emniyet altına almak Sigorta olmak Temin etmek Sigorta etmek, sigorta ettirmek, sağlama almak, sigortalamak, temin etmek, garantiye almak Devamını Oku
cover: Kapak, örtü Batlaniye Cilt Saklanmaya yarayan ağaçlık ve çalılık Bahane Sofra takımı Karşılık Kapamak, örtmek, kaplamak Kapsamak, ihtiva etmek, şamil… Devamını Oku
vindicate: Korumak, hakkını korumak, hıncını almak, intikamını almak, savunmak, temize çıkarmak, haklı çıkarmak Hakkını korumak, fiilen korumak Tarafını tutup haklı ve… Devamını Oku
get: Yavru, hayvan yavrusu. (got, got,B.D gotten, getting) almak, ele geçirmek elde etmek, tedarik etmek Yakalamak Götürmek Hazırlamak Yaptırmak Sebep olmak… Devamını Oku
ensure: Sağlamak, sağlama almak, garantiye almak, sigorta etmek Sağlamak,Temin etmek,garanti etmek, emniyete almak Sigorta etmek. Devamını Oku
emniyet altına almak: Korumak. Devamını Oku
büyülemek: Büyü ile etki altına almak. Çekiciliği ile etkisi altına almak, birini kendine bağlamak, teshir etmek Örnek: Bu genç kadında kendisini… Devamını Oku
entrench oneself: Siper arkasına geçmek, kendini güvenceye almak, kendini sağlama almak Devamını Oku
muhafaza altına almak: Korumak, saklamak, bir yerde tutmak, kapatmak. Devamını Oku
engage: Kendini adamış, ilgili. Söz vermek, bağlamak, işe almak, tutmak, kullanmak, çekmek, bağlanmak, garanti etmek, çarpışmaya girmek İşe almak, tutmak, angaje… Devamını Oku
intern: ), (i.) enterne etmek (bir gemiyi bir limanda) hapsetmek Harp zamanında kapamak, alıkoymak, göz altına almak Stajını yapan tıp öğrencisi… Devamını Oku
vindicated: [vindicate] korumak, hakkını korumak, hıncını almak, intikamını almak, savunmak, temize çıkarmak, haklı çıkarmak Hakkini koru(mak) Devamını Oku
garantilemek: Bir işin gerçekleşmesi için gereken önlemleri almak, sağlama bağlamak Örnek: Partilerin üstünde kalan Şah da durumunu böylece garantilerdi. H. Taner Devamını Oku