set off
Anlamı:
- (bir yolculuğa) başlamak
- (bir yolculuğa) çıkmak
- (bir yolculuğa) koyulmak
- (bir yolculuğa) gitmek
- (bir yolculuğa) yola koyulmak
- (bir yolculuğa) yola çıkmak
- (bir yolculuğa) yola koyulmak
- (bir yolculuğa) yola çıkmak
- (bir yolculuğa) yola koyulmak
- (bir yolculuğa) yola çıkmak
Örnekler:
- We set off on our journey early in the morning.
Sabah erkenden yolculuğumuza başladık. - The ship set off for the open sea.
Gemi açık denize doğru yola çıktı. - The plane set off for its destination.
Uçak hedefine doğru yola çıktı. - The train set off for the next station.
Tren bir sonraki durağa doğru yola çıktı. - The car set off down the road.
Araba yolda ilerlemeye başladı.
set off
Anlamı:
- (bir şeyi) harekete geçirmek
- (bir şeyi) çalıştırmak
- (bir şeyi) başlatmak
- (bir şeyi) başlatmak
- (bir şeyi) başlatmak
- (bir şeyi) başlatmak
- (bir şeyi) başlatmak
- (bir şeyi) başlatmak
- (bir şeyi) başlatmak
- (bir şeyi) başlatmak
Örnekler:
- He set off the alarm by mistake.
Yanlışlıkla alarmı çalıştırdı. - She set off the firecracker.
Havai fişeği ateşledi. - They set off the fireworks.
Havai fişekleri ateşlediler. - The bomb was set off by a remote control.
Bomba uzaktan kumanda ile patlatıldı. - The explosion was set off by a spark.
Patlama bir kıvılcım tarafından tetiklendi.
set off
Anlamı:
- (bir şeyi) vurgulamak
- (bir şeyi) öne çıkarmak
- (bir şeyi) dikkat çekici hale getirmek
- (bir şeyi) dikkat çekici hale getirmek
- (bir şeyi) dikkat çekici hale getirmek
- (bir şeyi) dikkat çekici hale getirmek
- (bir şeyi) dikkat çekici hale getirmek
- (bir şeyi) dikkat çekici hale getirmek
- (bir şeyi) dikkat çekici hale getirmek
- (bir şeyi) dikkat çekici hale getirmek
Örnekler:
- Her outfit was set off by a pair of designer shoes.
Her kıyafeti bir çift tasarımcı ayakkabısıyla tamamlanmıştı. - The painting was set off by a beautiful frame.
Resim güzel bir çerçeveyle tamamlanmıştı. - The sculpture was set off by a pedestal.
Heykel bir kaideyle tamamlanmıştı. - The building was set off by a garden.
Bina bir bahçeyle tamamlanmıştı. - The car was set off by a set of alloy wheels.
Araba bir takım alaşım jantla tamamlanmıştı.