shabby

shabby: Sıfat

Anlamı:

  • Eski, yıpranmış ve bakımsız.
  • Kalitesiz veya ucuz.
  • Aşağılık veya değersiz.

Örnekler:

  • The old house was in a shabby condition. (Eski ev bakımsız bir durumdaydı.)
  • He was wearing a shabby suit. (Bakımsız bir takım elbise giymişti.)
  • The company’s reputation was shabby. (Şirketin itibarı kötüydü.)

Türkçe Anlamı:

  • Bakımsız
  • Eski
  • Yıpranmış
  • Kalitesiz
  • Ucuz
  • Aşağılık
  • Değersiz

Örnekler:

  • Bakımsız bir evde yaşıyordu.
  • Eski bir araba kullanıyordu.
  • Yıpranmış bir elbise giymişti.
  • Kalitesiz bir ürün satın aldı.
  • Ucuz bir hediye aldı.
  • Aşağılık bir davranışta bulundu.
  • Değersiz bir şey aldı.

shabby: Zarf

Anlamı:

  • Bakımsız bir şekilde.
  • Eski bir şekilde.
  • Yıpranmış bir şekilde.
  • Kalitesiz bir şekilde.
  • Ucuz bir şekilde.
  • Aşağılık bir şekilde.
  • Değersiz bir şekilde.

Örnekler:

  • The house was shabby decorated. (Ev bakımsız bir şekilde dekore edilmişti.)
  • He was shabby dressed. (Bakımsız bir şekilde giyinmişti.)
  • The company was shabby managed. (Şirket bakımsız bir şekilde yönetiliyordu.)

Türkçe Anlamı:

  • Bakımsız bir şekilde
  • Eski bir şekilde
  • Yıpranmış bir şekilde
  • Kalitesiz bir şekilde
  • Ucuz bir şekilde
  • Aşağılık bir şekilde
  • Değersiz bir şekilde

Örnekler:

  • Bakımsız bir şekilde dekore edilmiş bir evde yaşıyordu.
  • Eski bir şekilde giyinmişti.
  • Şirket bakımsız bir şekilde yönetiliyordu.

shabby: İsim

Anlamı:

  • Bakımsız bir şey.
  • Eski bir şey.
  • Yıpranmış bir şey.
  • Kalitesiz bir şey.
  • Ucuz bir şey.
  • Aşağılık bir şey.
  • Değersiz bir şey.

Örnekler:

  • The house was a shabby. (Ev bakımsız bir yerdi.)
  • He was wearing a shabby. (Bakımsız bir şey giymişti.)
  • The company was a shabby. (Şirket bakımsız bir yerdi.)

Türkçe Anlamı:

  • Bakımsız bir şey
  • Eski bir şey
  • Yıpranmış bir şey
  • Kalitesiz bir şey
  • Ucuz bir şey
  • Aşağılık bir şey
  • Değersiz bir şey

Örnekler:

  • Bakımsız bir şey satın aldı.
  • Eski bir şey aldı.
  • Yıpranmış bir şey aldı.
  • Kalitesiz bir şey aldı.
  • Ucuz bir şey aldı.
  • Aşağılık bir şey aldı.
  • Değersiz bir şey aldı.

Yayımlandı

kategorisi