shadow ne demek

Shadow: Gölge, İz, Takipçi

İngilizce Anlamı:

  1. Karanlık bir nesnenin arkasında veya altında oluşan karanlık alan.
  2. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  3. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  4. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  5. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  6. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  7. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  8. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  9. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  10. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.

Türkçe Anlamı:

  1. Karanlık bir nesnenin arkasında veya altında oluşan karanlık alan.
  2. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  3. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  4. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  5. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  6. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  7. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  8. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  9. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  10. Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.

Örnek Cümleler:

  • The shadow of the tree stretched across the lawn. (Ağacın gölgesi çimenliğe uzanıyordu.)
  • He walked in the shadow of his father. (Babasının gölgesinde yürüdü.)
  • The shadow of doubt hung over the investigation. (Soruşturmanın üzerinde şüphe gölgesi vardı.)
  • She was haunted by the shadow of her past. (Geçmişinin gölgesi onu rahatsız ediyordu.)
  • The shadow of war loomed over the country. (Ülkenin üzerinde savaş gölgesi vardı.)

Shadow ifadesinin diğer anlamları:

  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.
  • Bir nesnenin veya kişinin arkasında veya altında kalan karanlık alan.

Shadow ifadesinin örnek cümleleri:

  • The shadow of the tree stretched across the lawn. (Ağacın gölgesi çimenliğe uzanıyordu.)
  • He walked in the shadow of his father. (Babasının gölgesinde yürüdü.)
  • The shadow of doubt hung over the investigation. (Soruşturmanın üzerinde şüphe gölgesi vardı.)
  • She was haunted by the shadow of her past. (Geçmişinin gölgesi onu rahatsız ediyordu.)
  • The shadow of war loomed over the country. (Ülkenin üzerinde savaş gölgesi vardı.)

Shadow ifadesinin eş anlamlıları:

  • Darkness (Karanlık)
  • Shade (Gölge)
  • Silhouette (Siluet)
  • Outline (Ana hat)
  • Contour (Kontur)
  • Form (Form)
  • Shape (Şekil)
  • Figure (Figür)
  • Image (Görüntü)
  • Reflection (Yansıma)

Yayımlandı

kategorisi