Shaved: Tıraşlı, Kazınmış
Anlamı:
- Tıraş makinesi veya jilet ile kesilmiş veya alınmış tüyler.
- Bir yüzeyden kesilmiş veya alınmış ince bir tabaka.
- Bir nesnenin yüzeyinden kesilmiş veya alınmış ince bir parça.
Örnekler:
- He shaved his beard every morning. (Her sabah sakalını tıraş ederdi.)
- The carpenter shaved the wood to make it smooth. (Marangoz, tahtayı pürüzsüz hale getirmek için tıraşladı.)
- The surgeon shaved a thin layer of skin from the patient’s arm. (Cerrah, hastanın kolundan ince bir deri tabakası tıraşladı.)
Shaved: Kazınmış
Anlamı:
- Bir yüzeyden kesilmiş veya alınmış ince bir tabaka.
- Bir nesnenin yüzeyinden kesilmiş veya alınmış ince bir parça.
Örnekler:
- The ice was shaved into a fine powder. (Buz ince bir toz haline getirildi.)
- The cheese was shaved into thin slices. (Peynir ince dilimler halinde kesildi.)
- The pencil was shaved to a sharp point. (Kalem keskin bir uca tıraş edildi.)
Shaved: Tıraşlı
Anlamı:
- Tıraş makinesi veya jilet ile kesilmiş veya alınmış tüyler.
Örnekler:
- He had a clean-shaven face. (Temiz tıraşlı bir yüzü vardı.)
- She shaved her legs before going to the beach. (Plaja gitmeden önce bacaklarını tıraş etti.)
- The barber shaved the customer’s beard and hair. (Berber, müşterinin sakalını ve saçını tıraş etti.)
Shaved: Kazınmış
Anlamı:
- Bir yüzeyden kesilmiş veya alınmış ince bir tabaka.
- Bir nesnenin yüzeyinden kesilmiş veya alınmış ince bir parça.
Örnekler:
- The wood was shaved to make it smooth. (Tahta pürüzsüz hale getirmek için tıraş edildi.)
- The metal was shaved to make it thinner. (Metal daha ince hale getirmek için tıraş edildi.)
- The plastic was shaved to make it fit into the mold. (Plastik kalıba sığması için tıraş edildi.)