Shine
İngilizce Anlamı:
- (bir ışık kaynağı) parlak bir şekilde ışık yaymak.
- (bir yüzey) parlak veya yansıtıcı olmak.
- (bir şey) parlak veya ışıltılı görünmek.
- (bir kişi) yetenekli veya başarılı olmak.
- (bir şey) önemli veya dikkat çekici olmak.
Türkçe Anlamı:
- (bir ışık kaynağı) parlak bir şekilde ışık yaymak.
- (bir yüzey) parlak veya yansıtıcı olmak.
- (bir şey) parlak veya ışıltılı görünmek.
- (bir kişi) yetenekli veya başarılı olmak.
- (bir şey) önemli veya dikkat çekici olmak.
Örnekler:
- The sun was shining brightly in the sky. (Güneş gökyüzünde parlak bir şekilde parlıyordu.)
- The diamond was shining in the light. (Elmas ışıkta parlıyordu.)
- Her eyes were shining with happiness. (Gözleri mutlulukla parlıyordu.)
- He was a shining example of a successful businessman. (Başarılı bir iş adamının parlayan bir örneğiydi.)
- The new discovery was a shining example of scientific progress. (Yeni keşif, bilimsel ilerlemenin parlayan bir örneğiydi.)
İfadeler:
- to shine a light on something: bir şeye ışık tutmak, bir şeyi aydınlatmak.
- to shine a light on a problem: bir soruna ışık tutmak, bir sorunu aydınlatmak.
- to shine a light on a person: bir kişiyi aydınlatmak, bir kişinin yeteneklerini veya başarılarını ortaya çıkarmak.
- to shine a light on a situation: bir duruma ışık tutmak, bir durumu aydınlatmak.
- to shine a light on a topic: bir konuya ışık tutmak, bir konuyu aydınlatmak.
Eş Anlamlılar:
- gleam
- glitter
- sparkle
- shimmer
- glisten
Zıt Anlamlılar:
- dull
- dim
- dark
- lackluster
- tarnished
Kullanım Notları:
- “Shine” fiili genellikle olumlu bir anlamda kullanılır. Ancak, “shine” fiili bazen olumsuz bir anlamda da kullanılabilir. Örneğin, “shine a light on something” ifadesi, bir şeyi ortaya çıkarmak veya bir şeyi eleştirmek anlamında kullanılabilir.
- “Shine” fiili, “shine a light on something” ifadesiyle birlikte kullanıldığında, genellikle bir şeyi aydınlatmak veya bir şeyi ortaya çıkarmak anlamında kullanılır. Örneğin, “The sun was shining a light on the mountaintop.” (Güneş dağ tepesini aydınlatıyordu.)
- “Shine” fiili, “shine a light on a person” ifadesiyle birlikte kullanıldığında, genellikle bir kişinin yeteneklerini veya başarılarını ortaya çıkarmak anlamında kullanılır. Örneğin, “The teacher shone a light on the student’s potential.” (Öğretmen, öğrencinin potansiyelini ortaya çıkardı.)
- “Shine” fiili, “shine a light on a situation” ifadesiyle birlikte kullanıldığında, genellikle bir durumu aydınlatmak veya bir durumu ortaya çıkarmak anlamında kullanılır. Örneğin, “The journalist shone a light on the corruption in the government.” (Gazeteci, hükümetteki yolsuzluğu ortaya çıkardı.)
- “Shine” fiili, “shine a light on a topic” ifadesiyle birlikte kullanıldığında, genellikle bir konuya ışık tutmak veya bir konuyu aydınlatmak anlamında kullanılır. Örneğin, “The scientist shone a light on the new theory.” (Bilim insanı, yeni teoriye ışık tuttu.)