shiny ne demek

Shiny

İngilizce Anlamı:

  1. (bir yüzey) parlak, yansıtıcı veya ışıltılı.
  2. (bir nesne) parlak veya yansıtıcı bir yüzeye sahip.
  3. (bir renk) parlak veya canlı.
  4. (bir kişi) mutlu, neşeli veya heyecanlı.
  5. (bir şey) yeni veya taze.

Türkçe Anlamı:

  1. parlak, ışıldayan, parıldayan.
  2. parlak veya yansıtıcı bir yüzeye sahip.
  3. parlak veya canlı bir renk.
  4. mutlu, neşeli veya heyecanlı.
  5. yeni veya taze.

Shiny kelimesinin kullanımına örnekler:

  • The sun was shining brightly in the sky. (Güneş gökyüzünde parlak bir şekilde parlıyordu.)
  • She was wearing a shiny new dress. (Yeni ve parlak bir elbise giymişti.)
  • The car had a shiny red paint job. (Arabanın parlak kırmızı bir boyası vardı.)
  • He was feeling shiny and happy after a good night’s sleep. (İyi bir gece uykusundan sonra kendini parlak ve mutlu hissediyordu.)
  • The new restaurant had a shiny new menu. (Yeni restoranın parlak ve yeni bir menüsü vardı.)

Shiny kelimesinin eş anlamlıları:

  • bright
  • brilliant
  • radiant
  • luminous
  • gleaming
  • sparkling
  • glittering
  • shining
  • lustrous
  • glossy

Shiny kelimesinin zıt anlamlıları:

  • dull
  • matte
  • flat
  • tarnished
  • faded
  • drab
  • colorless
  • lackluster
  • dim
  • murky

Shiny kelimesinin kökeni:

Shiny kelimesi, Eski İngilizce “scinan” kelimesinden türemiştir. Scinan kelimesi, “parlamak” veya “ışıldamak” anlamına gelir. Shiny kelimesi, 13. yüzyılda İngilizce’ye girmiştir.

Shiny kelimesinin kullanım alanları:

Shiny kelimesi, günlük konuşmada ve yazıda yaygın olarak kullanılır. Aşağıdaki alanlarda sıklıkla kullanılır:

  • Moda
  • Kozmetik
  • Otomotiv
  • Ev dekorasyonu
  • Sanat
  • Edebiyat
  • Müzik
  • Film
  • Televizyon

Shiny kelimesinin kültürel önemi:

Shiny kelimesi, birçok kültürde olumlu çağrışımlara sahiptir. Genellikle mutluluk, neşe, heyecan ve yenilik ile ilişkilendirilir. Shiny kelimesi, genellikle olumlu bir duygu yaratmak için kullanılır.

Shiny kelimesinin örnek cümleleri:

  • The shiny new car caught my eye. (Parlak yeni araba dikkatimi çekti.)
  • She was wearing a shiny red dress that made her look radiant. (Parlak kırmızı bir elbise giymişti ve bu onu ışıl ışıl gösteriyordu.)
  • The sun was shining brightly in the sky, making everything look shiny and new. (Güneş gökyüzünde parlak bir şekilde parlıyordu ve her şeyi parlak ve yeni gösteriyordu.)
  • I felt shiny and happy after a good night’s sleep. (İyi bir gece uykusundan sonra kendimi parlak ve mutlu hissettim.)
  • The new restaurant had a shiny new menu that made me want to try everything. (Yeni restoranın parlak ve yeni bir menüsü vardı ve her şeyi denemek istedim.)

Yayımlandı

kategorisi