Shiny
İngilizce Anlamı:
- (bir yüzey) parlak, yansıtıcı veya ışıltılı.
- (bir nesne) parlak veya yansıtıcı bir yüzeye sahip.
- (bir renk) parlak veya canlı.
- (bir kişi) mutlu, neşeli veya heyecanlı.
- (bir şey) yeni veya taze.
Türkçe Anlamı:
- parlak, ışıldayan, parıldayan.
- parlak veya yansıtıcı bir yüzeye sahip.
- parlak veya canlı bir renk.
- mutlu, neşeli veya heyecanlı.
- yeni veya taze.
Shiny kelimesinin kullanımına örnekler:
- The sun was shining brightly in the sky. (Güneş gökyüzünde parlak bir şekilde parlıyordu.)
- She was wearing a shiny new dress. (Yeni ve parlak bir elbise giymişti.)
- The car had a shiny red paint job. (Arabanın parlak kırmızı bir boyası vardı.)
- He was feeling shiny and happy after a good night’s sleep. (İyi bir gece uykusundan sonra kendini parlak ve mutlu hissediyordu.)
- The new restaurant had a shiny new menu. (Yeni restoranın parlak ve yeni bir menüsü vardı.)
Shiny kelimesinin eş anlamlıları:
- bright
- brilliant
- radiant
- luminous
- gleaming
- sparkling
- glittering
- shining
- lustrous
- glossy
Shiny kelimesinin zıt anlamlıları:
- dull
- matte
- flat
- tarnished
- faded
- drab
- colorless
- lackluster
- dim
- murky
Shiny kelimesinin kökeni:
Shiny kelimesi, Eski İngilizce “scinan” kelimesinden türemiştir. Scinan kelimesi, “parlamak” veya “ışıldamak” anlamına gelir. Shiny kelimesi, 13. yüzyılda İngilizce’ye girmiştir.
Shiny kelimesinin kullanım alanları:
Shiny kelimesi, günlük konuşmada ve yazıda yaygın olarak kullanılır. Aşağıdaki alanlarda sıklıkla kullanılır:
- Moda
- Kozmetik
- Otomotiv
- Ev dekorasyonu
- Sanat
- Edebiyat
- Müzik
- Film
- Televizyon
Shiny kelimesinin kültürel önemi:
Shiny kelimesi, birçok kültürde olumlu çağrışımlara sahiptir. Genellikle mutluluk, neşe, heyecan ve yenilik ile ilişkilendirilir. Shiny kelimesi, genellikle olumlu bir duygu yaratmak için kullanılır.
Shiny kelimesinin örnek cümleleri:
- The shiny new car caught my eye. (Parlak yeni araba dikkatimi çekti.)
- She was wearing a shiny red dress that made her look radiant. (Parlak kırmızı bir elbise giymişti ve bu onu ışıl ışıl gösteriyordu.)
- The sun was shining brightly in the sky, making everything look shiny and new. (Güneş gökyüzünde parlak bir şekilde parlıyordu ve her şeyi parlak ve yeni gösteriyordu.)
- I felt shiny and happy after a good night’s sleep. (İyi bir gece uykusundan sonra kendimi parlak ve mutlu hissettim.)
- The new restaurant had a shiny new menu that made me want to try everything. (Yeni restoranın parlak ve yeni bir menüsü vardı ve her şeyi denemek istedim.)