begrudge smb. smth.: Esirgemek, çok görmek, gözü kalmakDevamını Oku
begrudge smb. smth: Esirgemek, çok görmek, gözü kalmakDevamını Oku
esirgemek: Korumak, himaye etmek, vikaye etmek Örnek: Senin genç, temiz ve fedakâr ruhunu bu felaketten esirgemek isterim. H. C. Yalçın Bir…Devamını Oku
spare: Yedek, ihtiyat az, kıt dar, kısa, eksik Cimri, eli sıkı Sıska, arık, zayıf Fazla, artan, serbest Kıymamak, canını bağışlamak, öldürmemek…Devamını Oku
take smth. at its face value: Dış görünüşe göre değerlendirmek Dış görünüşe göre değerlendirmek (Yazılışı: take smth. at it's face value)Devamını Oku
yaralı parmağa işememek: En küçük bir yardımı bile esirgemek.Devamını Oku
fend: Eski esirgemek, muhafaza etmek, korumak Off ile kovmak, uzaklaştırmak Bir şeyin bir yere çarpmasına engel olmak Kendini korumak, karşı koymakDevamını Oku
cimrilik etmek: Cimrice davranmak, pintileşmek. Daha az vermek, esirgemek Örnek: Ulu dağlar bu tarafa küçük ırmaklarla bütün suyunu döker, doğuya doğru cimrilik…Devamını Oku