Steep
Anlamı:
- Sıfat:
- Dik, eğimli, meyilli.
- Zor, zorlu, zahmetli.
- Yoğun, güçlü.
- Pahalı, yüksek fiyatlı.
- Fiil:
- Dikleştirmek, eğimli hale getirmek.
- Islatmak, ıslatmak.
- Demlemek, ıslatmak.
Örnekler:
- The hill was very steep, and we had to climb it slowly. (Tepe çok dikdi ve onu yavaşça tırmanmak zorundaydık.)
- The task was steep, but we were determined to complete it. (Görev zordu, ancak onu tamamlamaya kararlıydık.)
- The coffee was steep, and it kept me awake all night. (Kahve çok yoğundu ve beni bütün gece uyanık tuttu.)
- The price of the car was steep, but it was worth it. (Arabanın fiyatı yüksekti, ama buna değdi.)
- He steeped the tea leaves in hot water for five minutes. (Çay yapraklarını beş dakika boyunca sıcak suda bekletti.)
Türkçe Çeviriler:
- Dik, eğimli, meyilli: dik, eğimli, meyilli.
- Zor, zorlu, zahmetli: zor, zorlu, zahmetli.
- Yoğun, güçlü: yoğun, güçlü.
- Pahalı, yüksek fiyatlı: pahalı, yüksek fiyatlı.
- Dikleştirmek, eğimli hale getirmek: dikleştirmek, eğimli hale getirmek.
- Islatmak, ıslatmak: ıslatmak, ıslatmak.
- Demlemek, ıslatmak: demlemek, ıslatmak.
Steep İle İlgili Deyimler ve Atasözleri:
- Steep as a church steeple: Çok dik.
- Steep as a cliff: Çok dik.
- Steep as a mountain: Çok dik.
- Steep as a wall: Çok dik.
- Steep is the way to heaven: Cennete giden yol zordur.
- Steep is the path of virtue: Erdem yolu zordur.
- Steep is the price of glory: Zaferin bedeli ağırdır.
Steep İle İlgili Kelimeler:
- Steeple: Çan kulesi.
- Steepness: Diklik, eğimlilik, meyillilik.
- Steeply: Dik bir şekilde, eğimli bir şekilde, meyilli bir şekilde.
- Steepen: Dikleştirmek, eğimli hale getirmek.
- Steeped: Dikleştirilmiş, eğimli hale getirilmiş.
Steep Hakkında Ek Bilgiler:
- Steep kelimesi Eski İngilizce “steap” kelimesinden türemiştir.
- Steep kelimesi ilk olarak 12. yüzyılda kullanılmıştır.
- Steep kelimesi İngilizce’de en sık kullanılan 1000 kelime arasında yer almaktadır.
- Steep kelimesi birçok deyim ve atasözünde kullanılmaktadır.
- Steep kelimesi birçok kelime türetmiştir.