steer 1 sözlük anlamı nedir?

Sözlükte steer 1 kelimesinin manası:

  1. Direksiyonda olmak, direksiyon kullanmak. den. dümende olmak, dümen kullanmak. into -e yöneltmek: What steered you into medicine? Sizi tıbba yönelten neydi? through -i (bir yerden) geçirmek: He steered the ship through the strait. Gemiyi boğŸazdan geçirdi. for den. (belirli bir yere) giden rotayı izlemek, (belirli bir yere) doğŸru gitmek.

steer 1 ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları

  • steer Sürmek, dümenle idare etmek, yönetmek, idare etmek, yönlendirmek, dümen kullanmak, yönetilmek Dümen kullanmak, seyretmek İdare etmek, yönetmek, sevk ve idare…
  • izlemek Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek. Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak. Bir olayın…
  • follow in smb.s wake İzinden gitmek, izlemek, takip etmek, yolunda olmak, dümen suyundan gitmek
  • geçirmek Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak. Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Örnek: Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına…
  • head İlerlemek, yol almak Baş, başta olan Başa ait Başta olmak, birinci olmak, önde gelmek Lider (başkan, reis, önder, şef) olmak…
  • transfer 1 (--red, --ring) -i nakletmek; -i (bir yerden) (başŸka bir yere) geçirmek/tayin etmek; (başŸka bir yere) geçmek: The company´s going to…
  • ride (-rode, -ridden) at veya başka hayvana binmek, arabaya binmek, araba ile gitmek Su üstünde gitmek, yüzmek (gemi) Binilmesi rahat olmak…
  • con Gemiyi yöneltmek. Öntakı ile, beraber. Con brio, con spirito canlı olarak. Argo suçlu Dolandırıcılık. Karşı, aleyhte Aleyhtar, karşı taraf (-ned,…
  • handle El sürmek, dokunmak Ele almak Kullanmak, elle kullanmak Elle idare etmek İdare etmek, muamele etmek Satmak Ele gelmek, ele uygun…
  • spare Yedek, ihtiyat az, kıt dar, kısa, eksik Cimri, eli sıkı Sıska, arık, zayıf Fazla, artan, serbest Kıymamak, canını bağışlamak, öldürmemek…
  • apply Yaklaştırmak Uygulamak, tatbik etmek Atfetmek, vermek Tahsis etmek, hasretmek, ayırmak Mahsus olmak, ait olmak, taalluk etmek Müracaat etmek, başvurmak apply…
  • atlama taşı yapmak Daha iyi bir yere geçmek için bir durumu ya da bir kimseyi araç olarak kullanmak. Daha iyi bir yere geçmek…
  • gitmek Bir yere doğru yönelmek Örnek: Yol yaptırmaktan maksat, insanların gitmek istedikleri yere, güvenle, rahatça gidip gelmelerini sağlamaktır. N. Cumalı Bir…
  • destine To veya for ile nasip etmek, tahsis etmek, tayin etmek, ayırmak Belirli bir gayeye doğru yöneltmek. Yöneltmek; nasip etmek; kaderinde…
  • destine To veya for ile nasip etmek, tahsis etmek, tayin etmek, ayırmak Belirli bir gayeye doğru yöneltmek. Yöneltmek; nasip etmek; kaderinde…