stretch ne demek

Stretch

Anlamı:

  • Esnetmek, germek
  • Uzatmak, genişletmek
  • Sürmek, devam etmek
  • Uzanmak, erişmek
  • Esnek olmak, elastik olmak
  • Rahatlamak, gevşemek
  • Gergin olmak, stresli olmak
  • Abartmak, aşırıya kaçmak
  • Ödemek, ödeme yapmak
  • Borçlanmak, kredi çekmek

Örnekler:

  • I stretched my legs after a long walk. (Uzun bir yürüyüşten sonra bacaklarımı esnettim.)
  • He stretched the truth to make his story more interesting. (Hikayesini daha ilginç hale getirmek için gerçeği esnetti.)
  • We stretched the deadline to give ourselves more time to finish the project. (Projeyi bitirmek için kendimize daha fazla zaman vermek için son tarihi uzattık.)
  • The runner stretched his arms and legs before the race. (Koşucu yarıştan önce kollarını ve bacaklarını esnetti.)
  • The elastic band stretched easily. (Elastik bant kolayca esnedi.)
  • I stretched out on the couch and relaxed. (Kanepeye uzandım ve rahatladım.)
  • I’m feeling stretched thin with all the work I have to do. (Yapmam gereken tüm işlerle kendimi gergin hissediyorum.)
  • He stretched the truth to make himself look better. (Kendisini daha iyi göstermek için gerçeği abarttı.)
  • I had to stretch my budget to pay for the new car. (Yeni araba için bütçemi zorlamak zorunda kaldım.)
  • I stretched my credit card to buy the new TV. (Yeni televizyonu satın almak için kredi kartımı zorladım.)

Stretch kelimesi birçok farklı anlamda kullanılabilir. Bu nedenle, cümle içindeki anlamını belirlemek için bağlamı dikkate almak önemlidir.


Yayımlandı

kategorisi