studied ne demek

Studied

Anlamı:

  • Çalışılmış
  • İncelenmiş
  • Araştırılmış
  • Öğrenilmiş
  • Bilgili
  • Deneyimli

Örnekler:

  • He had studied the subject for many years. (O konuyu yıllarca çalışmıştı.)
  • The scientist had studied the behavior of the animals for months. (Bilim adamı hayvanların davranışlarını aylarca incelemişti.)
  • The detective had studied the crime scene carefully. (Dedektif suç mahallini dikkatlice incelemişti.)
  • She had studied hard for the exam. (Sınav için çok çalışmıştı.)
  • He was a very studied person. (Çok bilgili bir kişiydi.)
  • She was a very experienced doctor. (Çok deneyimli bir doktordu.)

Türkçe Anlamı:

  • Çalışılmış
  • İncelenmiş
  • Araştırılmış
  • Öğrenilmiş
  • Bilgili
  • Deneyimli

Örnekler:

  • Konuyu yıllarca çalışmıştı.
  • Bilim adamı hayvanların davranışlarını aylarca incelemişti.
  • Dedektif suç mahallini dikkatlice incelemişti.
  • Sınav için çok çalışmıştı.
  • Çok bilgili bir kişiydi.
  • Çok deneyimli bir doktordu.

Studied ifadesinin kullanımı:

  • Studied ifadesi genellikle geçmiş zaman kipiyle kullanılır.
  • Studied ifadesi genellikle sıfat olarak kullanılır.
  • Studied ifadesi bazen zarf olarak da kullanılabilir.

Studied ifadesinin eş anlamlıları:

  • Learned
  • Educated
  • Knowledgeable
  • Experienced
  • Skilled

Studied ifadesinin zıt anlamlıları:

  • Unlearned
  • Ignorant
  • Inexperienced
  • Unskilled

Studied ifadesinin örnek cümleleri:

  • He had studied the subject for many years, and he was an expert in the field. (O konuyu yıllarca çalışmıştı ve bu alanda uzmandı.)
  • The scientist had studied the behavior of the animals for months, and she had learned a lot about their habits. (Bilim adamı hayvanların davranışlarını aylarca incelemişti ve alışkanlıkları hakkında çok şey öğrenmişti.)
  • The detective had studied the crime scene carefully, and he was able to find some important clues. (Dedektif suç mahallini dikkatlice incelemişti ve bazı önemli ipuçları bulmayı başarmıştı.)
  • She had studied hard for the exam, and she was confident that she would do well. (Sınav için çok çalışmıştı ve iyi yapacağından emindi.)
  • He was a very studied person, and he was always eager to learn new things. (Çok bilgili bir kişiydi ve her zaman yeni şeyler öğrenmeye hevesliydi.)
  • She was a very experienced doctor, and she was able to diagnose and treat her patients quickly and effectively. (Çok deneyimli bir doktordu ve hastalarına hızlı ve etkili bir şekilde teşhis ve tedavi uygulayabiliyordu.)

Yayımlandı

kategorisi