surplus sözlük anlamı nedir?

Sözlükte surplus kelimesinin manası:

  1. Artan miktar, herhangi bir şeyin fazlası
  2. İhtiyat akçesi
  3. Şirketin bütün masraflar ve tediyatından sonra elinde kalan para
  4. Fazla, artık, baki
  5. Fazla, artan, fazlalık, sermaye fazlası

surplus ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları

  • artık: İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan. Daha çok, daha fazla. Bundan böyle, sonra, daha, yeter Örnek: Artık onlar en… Devamını Oku
  • residuary: Fazla ve artakalan, artık Arda kalan, artan, kalan, fazlalık Devamını Oku
  • residual: Fazla ve artakalan, artık Artık, artan şey Mat Artık, kalıntı, tortu, artan, kalan Devamını Oku
  • baki: Sürekli Örnek: Dünyada zaten ne bakiydi? Ö. Seyfettin Bir şeyden artan (miktar). Öteki Artan, kalan. Ölümsüz, kalımlı. 1. allah'ın isimlerindendir.… Devamını Oku
  • supernumerary: Fazla, zait Lüzumundan fazla Gerekli sayıdan fazla olan kimse (tiyatro) önemsiz rollere çıkan oyuncu. Fazlalık, ihtiyaç fazlası işçi, figüran Devamını Oku
  • most: En çok, en fazla, en ziyade Pek, en, en ziyade Son derece En fazla miktar, en büyük kısım, ekseriyet, çokluk… Devamını Oku
  • excess: ), (s.) aşırılık, ifrat, fazlalık Fazla, ziyade, artan Aşırılık, aşırıya kaçma, ilave, taşkınlık, ölçüsüzlük, fazlalık, fazla Devamını Oku
  • kalan: Kalma işini yapan. Artan, mütebaki Örnek: Kalan on lirayı Aliş'e verdim. Halikarnas Balıkçısı Bir çıkarmanın sonucu. Bölme işleminde bölünenden artan… Devamını Oku
  • overplus: Fazlalık, artan şey, kalan miktar. Devamını Oku
  • redundance: Fazlalık Ağdalı ifade Fazla şey İşten çıkarılma İşsizlik oranı. Gereğinden fazla olma, gereksiz çokluk, ihtiyaç fazlası oluş, laf kalabalığı, yazıdaki… Devamını Oku
  • accumulated surplus: BirikmişŸ kazanç, (Ekonomi)bir şŸirketin kontrolü altında kalan ve yeniden yatırım yapılan sermaye fazlası kazançlar Devamını Oku
  • bakiye: Artık, artan, kalan, geri kalan şey Örnek: Hastanelerde boş yatak kalmamış, çoğunda ikişer kişi, bakiyesini bahçeye yatırıyorlar. A. İlhan Kalıntı… Devamını Oku
  • zait: Çoğaltan, artıran. Gereksiz, fazla Örnek: Canım bu kadar yeter, fazlası zait. S. M. Alus Artı (+). Bk. artı Artan, artıran. Devamını Oku
  • surplusage: Fazla kısım, fazlalık, artan, dava ile ilgisiz iddia Devamını Oku
  • residue: Kalan şey, artık, fazla şey Huk Artık, kalan, kalıntı, tortu, vasiyetin paylaşımından sonra kalan parça Devamını Oku