take up ne demek

“Take Up” İfadesinin Kapsamlı İncelemesi

İngilizce Anlamı:

“Take up” ifadesi İngilizce’de çok yönlü bir deyimdir ve çeşitli anlamlara gelebilir. En yaygın anlamları şunlardır:

  • Bir aktiviteye veya uğraşa başlamak: Örneğin, “I’ve decided to take up painting.” (Resim çizmeye başlamaya karar verdim.)
  • Bir sorumluluk veya görev üstlenmek: Örneğin, “She took up the role of project manager.” (Proje yöneticisi rolünü üstlendi.)
  • Bir alanı veya pozisyonu işgal etmek: Örneğin, “The new building takes up most of the block.” (Yeni bina mahallenin çoğunu kaplıyor.)
  • Zaman veya alan tüketmek: Örneğin, “The meeting took up most of the afternoon.” (Toplantı öğleden sonranın çoğunu aldı.)
  • Bir fikri veya öneriyi benimsemek: Örneğin, “The company took up my suggestion to invest in renewable energy.” (Şirket yenilenebilir enerjiye yatırım yapma önerimi kabul etti.)

Türkçe Anlamı:

“Take up” ifadesinin Türkçe’deki karşılıkları bağlama göre değişir:

  • Bir işe veya uğraşa başlamak: Örneğin, “Resim çizmeye başladım.”
  • Bir sorumluluk veya görev almak: Örneğin, “Proje yöneticisi oldum.”
  • Bir alanı veya pozisyonu işgal etmek: Örneğin, “Yeni bina mahallenin çoğunu kaplıyor.”
  • Zaman veya alan tüketmek: Örneğin, “Toplantı öğleden sonranın çoğunu aldı.”
  • Bir fikri veya öneriyi benimsemek: Örneğin, “Şirket yenilenebilir enerjiye yatırım yapma önerimi kabul etti.”

Örnek Cümleler:

İngilizce:

  • I’ve decided to take up yoga to improve my flexibility. (Esnekliğimi artırmak için yoga yapmaya karar verdim.)
  • She took up the challenge of running a marathon. (Maraton koşma zorluğunu üstlendi.)
  • The new shopping mall takes up a large area on the outskirts of the city. (Yeni alışveriş merkezi şehrin eteklerinde geniş bir alanı kaplıyor.)
  • The presentation took up most of the morning. (Sunum sabahın çoğunu aldı.)
  • The government has taken up the issue of climate change. (Hükümet iklim değişikliği sorununu gündeme aldı.)

Türkçe:

  • Sağlığımı iyileştirmek için spor yapmaya başladım.
  • Şirketin yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlendi.
  • Yeni hastane şehrin merkezinde geniş bir alanı kaplıyor.
  • Toplantı öğleden sonranın çoğunu aldı.
  • Bakanlık, yoksullukla mücadele konusunu gündeme aldı.

İngilizcedeki Diğer Kullanımları:

“Take up” ifadesinin İngilizce’de başka kullanımları da vardır:

  • Bir alanı veya pozisyonu işgal etmek: Örneğin, “The new building takes up most of the block.” (Yeni bina mahallenin çoğunu kaplıyor.)
  • Bir fikri veya öneriyi benimsemek: Örneğin, “The company took up my suggestion to invest in renewable energy.” (Şirket yenilenebilir enerjiye yatırım yapma önerimi kabul etti.)
  • Bir teklifi veya daveti kabul etmek: Örneğin, “I took up her offer to go to the concert.” (Konsere gitme teklifini kabul ettim.)
  • Birini veya bir şeyi desteklemek veya savunmak: Örneğin, “He took up the cause of the homeless.” (Evsizlerin davasını savundu.)
  • Birini veya bir şeyi eleştirmek veya saldırmak: Örneğin, “The opposition took up the government’s handling of the crisis.” (Muhalefet hükümetin krizi yönetme şeklini eleştirdi.)

Sonuç:

“Take up” ifadesi, hem İngilizce hem de Türkçe’de çok yönlü bir deyimdir ve çeşitli anlamlara gelebilir. En yaygın anlamları, bir aktiviteye başlamak, bir sorumluluk almak, bir alanı işgal etmek, zaman veya alan tüketmek ve bir fikri benimsemektir. İfadenin bağlamına bağlı olarak, Türkçe’deki karşılıkları da değişir.


Yayımlandı

kategorisi