terrie

Terrie: Anlamı ve Kullanımı

Terrie, İngilizce’de “korkunç” veya “korkutucu” anlamına gelen bir sıfattır. Genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır ve bir şeyin veya birinin korkutucu veya ürkütücü olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin:

  • The movie was so terrie that I couldn’t sleep for days. (Film o kadar korkunçtu ki günlerce uyuyamadım.)
  • The haunted house was terrie, with creaking floors and eerie noises. (Perili ev korkunçtu, gıcırdayan zeminler ve ürkütücü sesler vardı.)
  • The storm was terrie, with high winds and torrential rain. (Fırtına korkunçtu, şiddetli rüzgarlar ve sağanak yağmur vardı.)

Terrie ayrıca bir isim olarak da kullanılabilir ve “korkunç bir şey” veya “korkutucu bir yaratık” anlamına gelebilir. Örneğin:

  • I had a terrie nightmare last night. (Dün gece korkunç bir kabus gördüm.)
  • The monster in the movie was a terrie. (Filmdeki canavar korkunçtu.)

Terrie, genellikle olumsuz bir anlamda kullanılan güçlü bir sıfattır. Bir şeyin veya birinin korkutucu veya ürkütücü olduğunu belirtmek için kullanılır.

Terrie: Türkçe Karşılıkları

Terrie’nin Türkçe’de birkaç karşılığı vardır. Bunlar şunlardır:

  • Korkunç
  • Korkutucu
  • Ürkütücü
  • Dehşet verici
  • Tüyler ürpertici
  • Kan dondurucu
  • İğrenç
  • Nefret dolu
  • Zalim
  • Acımasız

Terrie’nin Türkçe karşılıkları, kelimenin anlamına ve kullanımına göre değişebilir. Örneğin, “korkunç” kelimesi genellikle olumsuz bir anlamda kullanılırken, “korkutucu” kelimesi hem olumlu hem de olumsuz bir anlamda kullanılabilir.

Terrie: Örnek Cümleler

Terrie kelimesi, İngilizce ve Türkçe’de çeşitli cümlelerde kullanılabilir. İşte birkaç örnek cümle:

  • The movie was so terrie that I had to close my eyes. (Film o kadar korkunçtu ki gözlerimi kapatmak zorunda kaldım.)
  • The haunted house was terrie, with creaking floors and eerie noises. (Perili ev korkunçtu, gıcırdayan zeminler ve ürkütücü sesler vardı.)
  • The storm was terrie, with high winds and torrential rain. (Fırtına korkunçtu, şiddetli rüzgarlar ve sağanak yağmur vardı.)
  • I had a terrie nightmare last night. (Dün gece korkunç bir kabus gördüm.)
  • The monster in the movie was a terrie. (Filmdeki canavar korkunçtu.)
  • The accident was terrie, with multiple injuries and fatalities. (Kaza korkunçtu, çok sayıda yaralı ve ölü vardı.)
  • The news report was terrie, with stories of war, famine, and disease. (Haber bülteni korkunçtu, savaş, kıtlık ve hastalık hikayeleriyle doluydu.)
  • The politician’s speech was terrie, full of lies and empty promises. (Politikacının konuşması korkunçtu, yalanlarla ve boş vaatlerle doluydu.)
  • The bully’s behavior was terrie, with constant threats and intimidation. (Zorbanın davranışı korkunçtu, sürekli tehditler ve sindirmelerle doluydu.)
  • The disease was terrie, with no known cure and a high mortality rate. (Hastalık korkunçtu, bilinen bir tedavisi yoktu ve ölüm oranı yüksekti.)

Sonuç

Terrie, İngilizce’de “korkunç” veya “korkutucu” anlamına gelen bir sıfattır. Genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır ve bir şeyin veya birinin korkutucu veya ürkütücü olduğunu belirtmek için kullanılır. Terrie ayrıca bir isim olarak da kullanılabilir ve “korkunç bir şey” veya “korkutucu bir yaratık” anlamına gelebilir. Terrie’nin Türkçe’de birkaç karşılığı vardır ve bunlar kelimenin anlamına ve kullanımına göre değişebilir.


Yayımlandı

kategorisi