Tickle: Gıdıklamak, Kıkırdamak, Eğlendirmek
İngilizce Anlamı:
- (fiil) hafifçe dokunarak veya okşayarak birinin cildini tahriş etmek ve böylece gülme veya kıkırdama tepkisine neden olmak
- (fiil) birini eğlendirmek veya güldürmek
- (isim) birinin cildine hafifçe dokunarak veya okşayarak yapılan hareket
- (isim) birinin eğlendirilmesi veya güldürülmesi
Türkçe Anlamı:
- (fiil) hafifçe dokunarak veya okşayarak birinin cildini tahriş etmek ve böylece gülme veya kıkırdama tepkisine neden olmak
- (fiil) birini eğlendirmek veya güldürmek
- (isim) birinin cildine hafifçe dokunarak veya okşayarak yapılan hareket
- (isim) birinin eğlendirilmesi veya güldürülmesi
Örnekler:
- The child was tickled by the feather. (Çocuk tüy tarafından gıdıklandı.)
- The comedian tickled the audience with his jokes. (Komedyen şakalarıyla seyirciyi güldürdü.)
- The tickle made her laugh. (Gıdıklama onu güldürdü.)
- The party was a tickle. (Parti çok eğlenceliydi.)
Tickle’ın Kullanımı:
- Tickle genellikle olumlu bir anlamda kullanılır. Birini güldürmek veya eğlendirmek için kullanılır. Ancak bazen olumsuz bir anlamda da kullanılabilir. Örneğin, birini rahatsız etmek veya kızdırmak için kullanılabilir.
- Tickle genellikle bir nesneyle yapılır. Örneğin, bir tüy, bir parmak veya bir fırça ile yapılabilir. Ancak bazen elle de yapılabilir.
- Tickle genellikle birinin cildine yapılır. Ancak bazen saçına veya başka bir yerine de yapılabilir.
- Tickle genellikle bir gülme veya kıkırdama tepkisine neden olur. Ancak bazen bir çığlık veya ağlama tepkisine de neden olabilir.
Tickle’ın Kökeni:
- Tickle kelimesi Eski İngilizce “tician” kelimesinden gelir. Bu kelime “okşamak” veya “tahriş etmek” anlamına gelir.
- Tickle kelimesi ilk olarak 12. yüzyılda kullanılmıştır.
- Tickle kelimesi günümüzde İngilizce’de yaygın olarak kullanılır. Ayrıca birçok başka dilde de kullanılır.
Tickle ile İlgili Deyimler:
- Tickle someone’s fancy: Birini eğlendirmek veya güldürmek.
- Tickle someone’s funny bone: Birini çok güldürmek.
- Tickle someone’s pickle: Birini rahatsız etmek veya kızdırmak.
- Tickle someone’s toes: Birini heyecanlandırmak veya mutlu etmek.
- Tickle someone’s tummy: Birini memnun etmek veya mutlu etmek.