Tilt
Anlamı:
- Eğmek, yatırmak, eğimli hale getirmek.
- Dengeyi kaybetmek, devrilmek.
- Düşmek, çökmek.
- Sallanmak, titreşmek.
- Rahatsız olmak, sinirlenmek, öfkelenmek.
- Bir oyunu kaybetmek.
Örnekler:
- The tower tilted to one side. (Kule bir tarafa eğildi.)
- The boat tilted dangerously. (Tekne tehlikeli bir şekilde eğildi.)
- The tree tilted and fell. (Ağaç eğildi ve düştü.)
- The ground tilted beneath my feet. (Ayaklarımın altındaki zemin sallandı.)
- I tilted my head to one side. (Başımı bir tarafa eğdim.)
- He tilted his glass of wine. (Şarap kadehini eğdi.)
- I was tilted by his rude comments. (Onun kaba yorumları beni rahatsız etti.)
- He tilted after losing the game. (Oyunu kaybettikten sonra sinirlendi.)
Tilt kelimesi ayrıca bir oyun terimi olarak da kullanılır. Bir oyuncunun oyun sırasında sinirlenmesi ve oyununu kaybetmesi anlamına gelir. Tilt olan bir oyuncu genellikle dikkatini kaybeder, hatalar yapmaya başlar ve oyunu kaybetme olasılığı artar.
Tilt kelimesi ayrıca bir cihazın veya makinenin dengesini kaybetmesi veya devrilmesi anlamına da gelebilir. Örneğin, bir rüzgar türbini çok fazla rüzgara maruz kaldığında tilt olabilir.
Tilt kelimesi ayrıca bir kişinin başını veya vücudunu bir tarafa eğmesi anlamına da gelebilir. Örneğin, bir kişi bir şeyi daha iyi görebilmek için başını bir tarafa eğebilir.
Tilt kelimesi ayrıca bir yüzeyin eğimli olması anlamına da gelebilir. Örneğin, bir yolun eğimli olması, araçların daha yavaş gitmesini gerektirebilir.
Tilt kelimesi ayrıca bir kişinin rahatsız olması veya sinirlenmesi anlamına da gelebilir. Örneğin, bir kişi birinin yaptığı bir şeyden dolayı tilt olabilir.
Tilt kelimesi ayrıca bir oyunun kaybedilmesi anlamına da gelebilir. Örneğin, bir takım bir oyunu kaybettiğinde tilt olmuş olur.