toparlamak sözlük anlamı nedir?

Sözlükte toparlamak kelimesinin manası:

  1. Bir araya getirmek, toplu bir duruma sokmak
    Örnek: Sonra müsveddeleri toparlayıp yatmaya gitti. H. Taner
  2. Neler üzerinde durulacağını hatırlayıp bir araya getirmeye çalışmak
    Örnek: Düşünüyorum efendim, dedim. Yazacaklarımı toparlıyorum. H. Taner
  3. Şaşkın durumdan kurtulup kendine gelmek.
  4. Çekidüzen vermek.

toparlamak ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları

  • bir olmak: Bir araya gelmek, iş birliği yapmak Örnek: Baba oğul bir oldular, ilkin çerçeveleri söküp düzelttiler. M. Ş. Esendal Çabucak olmak… Devamını Oku
  • yormak: Yorgun duruma getirmek Örnek: Teknik teferruatla okurlarımı yormak istemiyorum. F. R. Atay Sıkıntıya sokmak, üzmek Örnek: Ömer, kalbimi en çok… Devamını Oku
  • toplamak: Bir araya getirmek Örnek: Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak. O. S. Orhon Devşirmek. Devşirip kaldırmak. Dağınıklıktan kurtarmak. Bir araya… Devamını Oku
  • incelmek: İnce duruma gelmek Örnek: Sahnede siyah organtin tuvaletiyle beli incelmiş, göğsü kabarmış. R. H. Karay Zayıflamak Sıvı, koyu durumdan akışkan… Devamını Oku
  • durulmak: Duru duruma gelmek. Gürültü, kımıldanış, karışıklık, yağış, yel dinmek, sükûn bulmak Örnek: Kar ve fırtına durulmuş, hava birden açıvermişti. H.… Devamını Oku
  • buluşmak: Bir araya gelmek. Karşılaşmak. Önceden belirlenmiş bir yer ve zamanda bir araya gelmek Örnek: Ertesi gün yine pastacıda buluştular. P.… Devamını Oku
  • uğraşmak: Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek Örnek: İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu. H. Taner… Devamını Oku
  • üşüşmek: Her yandan çokça bir araya gelmek, toplanmak, birikmek, üşmek Örnek: Bu centilmen sporcuyu tebrik için Fenerliler üşüştüler. H. Taner Devamını Oku
  • düzmek: Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek Örnek: Oğlum Sıtkı için son zamanlarda epeyce temiz… Devamını Oku
  • yontulmak: Yontma işi yapılmak veya yontma işine konu olmak Örnek: Önünde duran çok sivri yontulmuş kurşun kalemi aldı. H. Taner İnsan… Devamını Oku
  • devşirmek: Bir araya getirmek, derlemek, toplamak Örnek: Köylü kızları gülüşe çağrışa kuru incir devşiriyorlardı. Halikarnas Balıkçısı Katlamak, düzgün duruma getirmek Örnek:… Devamını Oku
  • ısıtmak: Sıcak duruma getirmek Örnek: Bak buraya, dedim, mangalda çay var, istersen ısıtır, içersin. M. Ş. Esendal Çekici, olumlu, hoş bir… Devamını Oku
  • çatmak: Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak Örnek: Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş… Devamını Oku
  • dağılmak: Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak Örnek: Yolcular artık yavaş yavaş dağılıyorlardı. H. Taner Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak… Devamını Oku
  • dertop etmek: Bir araya getirmek, toparlamak. Devamını Oku