Trembling
Kelime Türleri:
Fiil: titreme
Ad: titreme
Özellik: titrek
Köken: Orta İngilizce “tremble”, Eski Fransızca “trembler”, Latince “tremere”, “titremek”.
Tanım:
Fiil:
Titreme hareketi yapmak veya titremeye neden olmak
Ad:
Titreme hareketi
Özellik:
Titrek
Kullanım Örneği:
Fiil:
The leaves trembled in the wind – Yapraklar rüzgardan titriyordu
Ad:
She had a slight tremble in her hands – Ellerinde hafif bir titreme vardı
Özellik:
The trembling old man walked slowly – Titrek yaşlı adam yavaşça yürüyordu
Trembling kelimesiyle ilgili diğer ifadeler ve anlamları şunlardır
Tremblingly:
Adverb: titrek bir şekilde
Kullanım Örneği:
She spoke tremblingly – Titrek bir şekilde konuştu
Tremblor:
Noun: titreme
Kullanım Örneği:
The temblor shook the building – Titreme binayı salladı
Trembling aspen:
Noun: titrek kavak
Kullanım Örneği:
The trembling aspen leaves danced in the wind – Titrek kavak yaprakları rüzgardan dans ediyordu
Trembling grass:
Noun: titrek ot
Kullanım Örneği:
The trembling grass swayed in the breeze – Titrek ot esintide sallandı
Trembling heart:
Noun: titrek kalp
Kullanım Örneği:
She had a trembling heart – Titrek bir kalbi vardı
Trembling hand:
Noun: titrek el
Kullanım Örneği:
He had a trembling hand – Titrek bir eli vardı
Trembling knee:
Noun: titrek diz
Kullanım Örneği:
He had a trembling knee – Titrek bir dizi vardı
Trembling lip:
Noun: titrek dudak
Kullanım Örneği:
She had a trembling lip – Titrek bir dudağı vardı
Trembling voice:
Noun: titrek ses
Kullanım Örneği:
He had a trembling voice – Titrek bir sesi vardı
Trembling with fear:
Phrase: korkudan titreme
Kullanım Örneği:
He was trembling with fear – Korkudan titriyordu
Trembling with excitement:
Phrase: heyecanla titreme
Kullanım Örneği:
She was trembling with excitement – Heyecanla titriyordu
Trembling with rage:
Phrase: öfkeden titreme
Kullanım Örneği:
He was trembling with rage – Ö öfkeden titriyordu
Trembling with anticipation:
Phrase: beklentiyle titreme
Kullanım Örneği:
She was trembling with anticipation – Beklent