“Try” İfadesinin İngilizce ve Türkçe Anlamları
“Try” ifadesi, İngilizce’de çok yönlü bir fiildir ve çeşitli anlamlara gelebilir. Türkçe’de ise genellikle “denemek” veya “çalışmak” olarak çevrilir. Bu makalede, “try” ifadesinin İngilizce ve Türkçe anlamlarını ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz.
İngilizce Anlamları
- Bir şeyi yapmaya çalışmak:
- I tried to open the door, but it was locked. (Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi.)
-
She tried to solve the puzzle, but she couldn’t. (Bulmacayı çözmeye çalıştı ama başaramadı.)
-
Bir şeyi test etmek veya denemek:
- I’m going to try this new recipe. (Bu yeni tarifi deneyeceğim.)
-
He tried out for the basketball team. (Basketbol takımına seçilmek için denedi.)
-
Bir şeyi elde etmeye çalışmak:
- I’m trying to lose weight. (Kilo vermeye çalışıyorum.)
-
She’s trying to get a promotion. (Terfi almaya çalışıyor.)
-
Bir şeyi yapmak için çaba göstermek:
- I’ll try my best to help you. (Sana yardım etmek için elimden geleni yapacağım.)
-
He tried to be patient, but it was difficult. (Sabırlı olmaya çalıştı ama zordu.)
-
Bir şeyi yapmaktan kaçınmak:
- I try to avoid eating junk food. (Çöp yemek yemekten kaçınmaya çalışıyorum.)
- He tries not to smoke. (Sigara içmemeye çalışıyor.)
Türkçe Anlamları
- Denemek:
- Yeni bir elbise denemek istiyorum. (I want to try on a new dress.)
-
Bu yemeği denemelisin, çok lezzetli. (You should try this dish, it’s delicious.)
-
Çalışmak:
- Bu konuda çok çalıştım. (I worked hard on this topic.)
-
Başarılı olmak için çok çalışmalısın. (You have to work hard to succeed.)
-
Uğraşmak:
- Bu sorunla çok uğraştım ama çözemedim. (I struggled with this problem a lot but couldn’t solve it.)
-
Bu işi bitirmek için çok uğraştım. (I worked hard to finish this job.)
-
Gayret etmek:
- Bu sınavda başarılı olmak için çok gayret ettim. (I tried hard to succeed in this exam.)
- Bu projeyi tamamlamak için çok gayret ettik. (We worked hard to complete this project.)
Örnek Cümleler
- I’m going to try to fix the car myself. (Arabayı kendim tamir etmeye çalışacağım.)
- She tried to convince him, but he wouldn’t listen. (Onu ikna etmeye çalıştı ama dinlemedi.)
- I’ve been trying to learn Spanish for years. (Yıllardır İspanyolca öğrenmeye çalışıyorum.)
- He tried to be a good father, but it was difficult. (İyi bir baba olmaya çalıştı ama zordu.)
- I’m trying to eat healthier these days. (Bu günlerde daha sağlıklı beslenmeye çalışıyorum.)
Sonuç
“Try” ifadesi, hem İngilizce hem de Türkçe’de çok yönlü bir fiildir ve çeşitli anlamlara gelebilir. Bu makalede, ifadenin en yaygın anlamlarını inceledik ve örnek cümleler verdik. Bu bilgilerin, “try” ifadesini İngilizce ve Türkçe’de doğru bir şekilde kullanmanıza yardımcı olacağını umuyoruz.