Türkçülük, Türk dilini, kültürünü ve tarihini koruma ve geliştirme amacıyla ortaya çıkan bir ideolojidir. Türkçülük, Türklerin bir ulus olarak varlığını ve bağımsızlığını savunan bir düşünce sistemidir. Türkçülük, Türklerin ortak bir geçmişe, kültüre ve dile sahip olduğunu ve bu ortak değerlerin korunması gerektiğini savunur. Türkçülük, Türklerin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu ve kendi devletini kurma hakkına sahip olduğunu savunur.
Türkçülük, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan bir ideolojidir. Türkçülüğün ortaya çıkmasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflaması ve Batı’nın Osmanlı topraklarına yönelik yayılmacı politikaları etkili olmuştur. Türkçülük, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasını önlemek ve Türklerin bağımsızlığını korumak amacıyla ortaya çıkmıştır.
Türkçülüğün ilk öncülerinden biri Yusuf Akçura’dır. Yusuf Akçura, Türkçülüğün temel ilkelerini “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı eserinde ortaya koymuştur. Yusuf Akçura, Türkçülüğün üç temel ilkesinin Türkçülük, İslamcılık ve Batıcılık olduğunu savunmuştur. Yusuf Akçura, Türkçülüğün Türklerin ortak bir geçmişe, kültüre ve dile sahip olduğunu ve bu ortak değerlerin korunması gerektiğini savunmuştur. Yusuf Akçura, İslamcılığın Türklerin ortak bir dine sahip olduğunu ve bu ortak dinin korunması gerektiğini savunmuştur. Yusuf Akçura, Batıcılığın Türklerin Batı’nın bilim ve teknolojisinden yararlanması gerektiğini ve Batı’nın siyasi ve ekonomik sistemlerini örnek alması gerektiğini savunmuştur.
Türkçülüğün bir diğer öncüsü Ziya Gökalp’tir. Ziya Gökalp, Türkçülüğün temel ilkelerini “Türkçülüğün Esasları” adlı eserinde ortaya koymuştur. Ziya Gökalp, Türkçülüğün Türklerin ortak bir geçmişe, kültüre ve dile sahip olduğunu ve bu ortak değerlerin korunması gerektiğini savunmuştur. Ziya Gökalp, Türkçülüğün Türklerin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu ve kendi devletini kurma hakkına sahip olduğunu savunmuştur. Ziya Gökalp, Türkçülüğün Türklerin Batı’nın bilim ve teknolojisinden yararlanması gerektiğini ve Batı’nın siyasi ve ekonomik sistemlerini örnek alması gerektiğini savunmuştur.
Türkçülük, 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasıyla birlikte güçlenmiştir. Türkçülük, Mustafa Kemal Atatürk tarafından benimsenmiş ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın ideolojisi haline gelmiştir. Türk Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Türkçülüğün ilkelerine göre yönetilmiştir.
Türkçülük, günümüzde de Türk siyasetinde önemli bir yere sahiptir. Türkçülük, Türk milliyetçiliğinin temel ideolojisi haline gelmiştir. Türkçülük, Türklerin ortak bir geçmişe, kültüre ve dile sahip olduğunu ve bu ortak değerlerin korunması gerektiğini savunur. Türkçülük, Türklerin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu ve kendi devletini kurma hakkına sahip olduğunu savunur. Türkçülük, Türklerin Batı’nın bilim ve teknolojisinden yararlanması gerektiğini ve Batı’nın siyasi ve ekonomik sistemlerini örnek alması gerektiğini savunur.
Türkçülük, Türk milliyetçiliğinin temel ideolojisi haline gelmiştir. Türkçülük, Türklerin ortak bir geçmişe, kültüre ve dile sahip olduğunu ve bu ortak değerlerin korunması gerektiğini savunur. Türkçülük, Türklerin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu ve kendi devletini kurma hakkına sahip olduğunu savunur. Türkçülük, Türklerin Batı’nın bilim ve teknolojisinden yararlanması gerektiğini ve Batı’nın siyasi ve ekonomik sistemlerini örnek alması gerektiğini savunur.
Türkçülük, Türk milliyetçiliğinin temel ideolojisi haline gelmiştir. Türkçülük, Türklerin ortak bir geçmişe, kültüre ve dile sahip olduğunu ve bu ortak değerlerin korunması gerektiğini savunur. Türkçülük, Türklerin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu ve kendi devletini kurma hakkına sahip olduğunu savunur. Türkçülük, Türklerin Batı’nın bilim ve teknolojisinden yararlanması gerektiğini ve Batı’nın siyasi ve ekonomik sistemlerini örnek alması gerektiğini savunur.