watertight ne demek

Watertight (Sıfat)

Anlamı:

1. Su geçirmez, su sızdırmayan.
2. Geçilmez, aşılmaz.
3. Kusursuz, eksiksiz.

Örnekler:

1. The boat was watertight and could withstand even the roughest seas.
   (Tekne su geçirmezdi ve en sert denizlerde bile dayanabilirdi.)

2. The fortress was watertight and could not be breached by the enemy.
   (Kale su geçirmezdi ve düşman tarafından aşılamazdı.)

3. The contract was watertight and left no room for misinterpretation.
   (Sözleşme su geçirmezdi ve yanlış yorumlanmaya yer bırakmazdı.)

Watertight (Zarf)

Anlamı:

1. Su geçirmez bir şekilde.
2. Geçilmez bir şekilde.
3. Kusursuz bir şekilde.

Örnekler:

1. The boat was sealed watertight and was ready to set sail.
   (Tekne su geçirmez bir şekilde kapatılmıştı ve yelken açmaya hazırdı.)

2. The fortress was defended watertight and could not be penetrated by the enemy.
   (Kale su geçirmez bir şekilde savunulmuştu ve düşman tarafından delinemezdi.)

3. The contract was drafted watertight and left no loopholes.
   (Sözleşme su geçirmez bir şekilde hazırlanmıştı ve hiçbir boşluk bırakmamıştı.)

Watertightness (İsim)

Anlamı:

1. Su geçirmezlik.
2. Geçilmezlik.
3. Kusursuzluk.

Örnekler:

1. The watertightness of the boat was tested in a series of rigorous tests.
   (Teknenin su geçirmezliği bir dizi zorlu testte test edildi.)

2. The watertightness of the fortress was a major factor in its ability to withstand enemy attacks.
   (Kalenin su geçirmezliği, düşman saldırılarına dayanma yeteneğinde önemli bir faktördü.)

3. The watertightness of the contract was essential to ensure that there were no misunderstandings.
   (Sözleşmenin su geçirmezliği, yanlış anlaşılmaların olmamasını sağlamak için çok önemliydi.)

Watertight Compartment (İsim)

Anlamı:

Su geçirmez bölme.

Örnekler:

1. The ship had several watertight compartments that could be sealed off in the event of a leak.
   (Gemi, sızıntı durumunda kapatılabilen birkaç su geçirmez bölmeye sahipti.)

2. The submarine had a watertight compartment that housed the crew and critical equipment.
   (Denizaltının mürettebatı ve kritik ekipmanı barındıran bir su geçirmez bölmesi vardı.)

Watertight Door (İsim)

Anlamı:

Su geçirmez kapı.

Örnekler:

1. The watertight doors on the ship were closed to prevent flooding.
   (Gemi üzerindeki su geçirmez kapılar su baskınını önlemek için kapatıldı.)

2. The watertight door on the submarine was opened to allow the crew to enter.
   (Denizaltının su geçirmez kapısı mürettebatın içeri girmesine izin vermek için açıldı.)

Watertight Seal (İsim)

Anlamı:

Su geçirmez conta.

Örnekler:

1. The watertight seal on the boat was damaged and needed to be replaced.
   (Teknenin su geçirmez contası hasar gördü ve değiştirilmesi gerekiyordu.)

2. The watertight seal on the submarine was tested to ensure that it could withstand high pressure.
   (Denizaltının su geçirmez contası, yüksek basınca dayanabildiğinden emin olmak için test edildi.)