wear ne demek

Wear

Anlamı:

  • Giymek, takmak
  • Kullanmak
  • Taşımak
  • Tüketmek
  • Harcamak
  • Yıpranmak
  • Eskimek
  • Bozulmak

Örnekler:

  • I wear a suit to work every day. (Her gün işe takım elbise giyerim.)
  • She wears a necklace that her grandmother gave her. (Büyükannesinin ona verdiği bir kolye takıyor.)
  • He wears his hair long. (Saçlarını uzun tutuyor.)
  • We wear out our shoes quickly because we walk so much. (Çok yürüdüğümüz için ayakkabılarımızı çabuk eskittik.)
  • The car is wearing out because it’s so old. (Araba çok eski olduğu için yıpranıyor.)
  • I’m wearing myself out trying to keep up with everything. (Her şeye yetişmeye çalışırken kendimi tüketiyorum.)

İfadeler:

  • Wear and tear: Yıpranma ve eskime
  • Wear out: Yıpranmak, eskimek
  • Wear off: Etkisini kaybetmek
  • Wear down: Yorulmak, bitkin düşmek
  • Wear on: Devam etmek, sürmek
  • Wear away: Erimek, aşınmak
  • Wear out one’s welcome: Hoş karşılanmamak, istenmemek
  • Wear the pants in the family: Ailede söz sahibi olmak
  • Wear one’s heart on one’s sleeve: Duygularını açıkça göstermek
  • Wear a smile: Gülümsemek

Türkçe Anlamı:

  • Giymek, takmak
  • Kullanmak
  • Taşımak
  • Tüketmek
  • Harcamak
  • Yıpranmak
  • Eskimek
  • Bozulmak

Örnekler:

  • Her gün işe takım elbise giyerim.
  • Büyükannesinin ona verdiği bir kolye takıyor.
  • Saçlarını uzun tutuyor.
  • Çok yürüdüğümüz için ayakkabılarımızı çabuk eskittik.
  • Araba çok eski olduğu için yıpranıyor.
  • Her şeye yetişmeye çalışırken kendimi tüketiyorum.

İfadeler:

  • Yıpranma ve eskime
  • Yıpranmak, eskimek
  • Etkisini kaybetmek
  • Yorulmak, bitkin düşmek
  • Devam etmek, sürmek
  • Erimek, aşınmak
  • Hoş karşılanmamak, istenmemek
  • Ailede söz sahibi olmak
  • Duygularını açıkça göstermek
  • Gülümsemek

Yayımlandı

kategorisi